"Hem artık yürümenin hiç yolu kalmadı benim için. Değil mi ki rüyalar, gün boyu sakatlanan zihinlerimizin koltuk değnekleri."
çok naif
Yaşam durmadan çözülüp bağlanan, dağılıp toparlanan, bununla birlikte aynı biçimden, kalıptan, karşılıklı konum düzeninden bir ikinci kez geçmeyen bir gidişse, anılanmızı pehpehleyelim, anlatalım, kullanalım canımız istiyorsa; ama onlardan koltuk değnekleri çalmayalım kendimize.
Reklam
Gerçeklik sadece güçlüler içindir. Zayıf tabiatlı zihinler evreni sınırlamakta, son sayıda ısrarcıdır; onlara gereken, Nietzsche'nin sözleriyle "kesinliğin koltuk değnekleri"dir. Zayıf tabiatlı zihinler diyalektik düşünebilme gücünden yoksundur. Evet, bu gerçekten zordur. Fakat Einstein'ın başardığı tek şey de budur: kolundaki saatin hareketini gözlemlerken kendisinin, Einstein'ın da hareket etmekte olduğunu akıl etmeyi başarmıştır. Dünya'nın hareketine dışarıdan bakmayı başarmıştır.
Değil mi ki rüyalar, gün boyu sakatlanan zihinlerimizin koltuk değnekleri.
Öylesine sarsılmıştı ki içinde bir şeyler kırılmış, Jacinta’nın omurgası olan idealizmi hasar görmüştü. O da ayakta kalabilmek için iki koltuk değneği kullanmaya başladı: Kabullenmek ve alışmak. Bir süre sonra o değnekleri de attı ve kayıtsızlığın elinden tutup yeni bir hayata doğru yürümeye başladı.
Sayfa 169Kitabı okudu
"Yaşam durmadan çözülüp bağlanan, dağılıp toparlanan, bununla birlikte aynı biçimden, kalıptan, karşılıklı konum düzeninden bir ikinci kez geçmeyen bir gidişse, anılarımızı pehpehleyelim, anlatalım, kullanalım canımız istiyorsa; ama onlardan koltuk değnekleri çatmayalım kendimize."
Reklam
Yaşam durmadan çözülüp bağlanan, dağılıp toparlanan, bununla birlikte aynı biçimden, kalıptan, karşılıklı konum düzeninden bir ikinci kez geçmeyen bir gidişse, anılarımızı pehpehleyelim, anlatalım, kullanalım canımız istiyorsa; ama onlardan koltuk değnekleri çatmayalım kendimize. Anıların yardımıyla ayakta duruyormuşçasına yaşamak, ulaştığımız bu ânın bütün bir yaşam içindeki yerini düşünerek yaşamak, ulaştığımız bu ânı geçmişe yansıtıp yaşamak, yanlış bir iş. .
Sayfa 98 - Metis yayıncılıkKitabı okudu
Yaşam durmadan çözülüp bağlanan, dağılıp toparlanan, bununla birlikte aynı biçimden, kalıptan, karşılıklı konum düzeninden bir ikinci kez geçmeyen bir gidişse, anılarımızı pehpehleyelim, anlatalım, kullanalım canımız istiyorsa; ama onlardan koltuk değnekleri çatmayalım kendimize. Anıların yardımıyla ayakta duruyormuşçasına yaşamak, ulaştığımız bu ânın bütün bir yaşam içindeki yerini düşünerek yaşamak, ulaştığımız bu ânı geçmişe yansıtıp yaşamak, yanlış bir iş, der oldu Karasu. Dünyayla, bu anla, artık ilişkisi kalmayan, dünyayı yalnız geçmişinin korkulanı içerisinden algılayan bir yaşlının ancak anılarıyla ayakta durabildiğini (dahası, durmasına yardım edilmesi gerektiğini) gördükten sonra...Geçmişimizi özümlemesini öğrenirsek, andaçları savurabilir, anıları bir kıyıya itebilir, ilişkileri -gerektiğinde_koparabiliriz; yaşam yoksullaşırmış, çevremiz genişlemez, daralırmış, dahası, cenazemizin arkasından yürüyecek olanların sayısı.. Varsın olsun. Olacaksa, o da. Yaşamayı öğrenmek gerek... Bu hesaplar yararsız
Quimby, kadına farklı sorular yönelterek ve bu sorulara ve­rilen cevaplar ışığında kadının ilgisini Tanrı'ya ve inanca çekti. Bir sonraki adım bizi gönderen ona, Quimby' nin belirttiği gibi, Tanrı'nın hepimizin içindeki yaratıcı gücüne gitmekti. Quim­ by, derhal zihninde yolculuk yapmıştı ve ilahi ideali, diğer bir deyişle hasta kişide işleyen canlılığı, zekayı, uyumu ve Tanrı'nın gücünü etraflıca düşünmüştü. Tüm bu düşünce yöntemleri ve pozitif dua, kadında anlık bir duygu yaratmıştı ve kadının zih­ninde bir değişim olmuştu. Kadın koltuk değnekleri olmadan yürümüştü! Quimby, bunun bütün iyileştirmeleri içinde en olağandışı olan olduğunu söylemişti. Kadın bir hata yüzünden ölü gibiydi ve onu hayata ya da gerçeğe getirmek onu ölümden döndürmekti. Ayrıca kadına artık kabul ettiği gerçeğin korku, cehalet ve batıl inanç taşını yuvarlayan, böylece onu bütün ya­ pan Tanrı' nın iyileştirme gücünü açığa çıkaran melek ya da fikir olduğunu açıklamıştı.
Jacinta'nın omurgası olan idealizmi hasar görmüştü. O da ayakta kalabilmek için iki koltuk değneği kullanmaya başladı: Kabullenmek ve alışmak. Bir süre sonra o değnekleri de attı ve kayıtsızlığın elinden tutup yeni bir hayata doğru yürümeye başladı.
Sayfa 205Kitabı okudu
338 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.