Hayatın bozmayı unuttuğu ya da ne yapsa bozamadığı insanlar vardı hala. Dünya arkalarında yıkılırken onlar kurbağalar gibi nilüfer yapraklarından seke seke sakince uzaklaşıyorlardı enkazdan, toz duman bulaşmıyordu onlara
Doğanın içinde büyümüş olduğum için şanslıydım. Orada, yıldırım çarpmalan bana ani ölümü ve hayatın geçiciliğini öğretti. Fare yavrulan, yeni yaşamlann, ölümü bir parça hafiflettiğini gösterdi. Topraktan “Yerli boncuklan,” fosiller çıkardığımda, insanların uzun ama çok uzun bir zamandır burada bulunduklarını anladım. Kafamın üstüne konan kral kelebekleri, gece takılanm olan ateşböcekleri ve bileziklerim olan zümrüt yeşili kurbağalar sayesinde, süslenmenin kutsal sanatını öğrendim.
Bir anne kurt, ölümcül şekilde yaralanmış yavrularından birini öldürdü; bu bana, haşin bir şefkati ve ölümün nihayete ulaşmasına izin verme gereğini öğretti. Daldan düşen ve tekrar yukan tırmanmaya çalışan tüylü tırtıllar, bir amaca yönelik çalışmayı öğretti. Kolumu gıdıklayan yürüyüşleri, cildin nasıl canlanabileceğim öğretti.
Sayfa 17 - Ayrıntı Yayınları
Aslında Karin’in ıldığı canlı varlıklar kullanılıyor. Ekmek yapmak için buğday gerekiyor. Buğday başakları tarladayken canlı, ekmeğin içinde ölüdür. Biri onları toplamış ve un elde etmek için ezmiştir.
Mayonezin içinde, kendi hallerine bırakılsalar küçük civcivler olabilecek yumurtalar vardır.
Domatesler, salatalıklar canlıdır.
Peynir yapmak içinse, süt gerekir; inek, süt verebilmek için otları yer. Ot da canlıdır.
Canlı varlıklar başka canlıları yerler. Timsahlar kurbağaları, kurbağalar çekirgeleri, çekirgeler sivrisinekleri. Sivrisinekler de başka hayvanların ya da insanların kanıyla beslenirler.
Karin, eti reddetme ve küçük ekmekleri sevme hakkına sahip, ona göre, bir dananın yaşamı buğdayınkinden daha önemli.
Sayfa 8 - Günışığı Kitaplığı
Masallar & Gerçekler :)
Çocuk masallarında, prensler kurbağalara öpücük verir ve kurbağalar sevimli prenslere dönüşür. Gerçek yaşamdaysa, prensesler prensleri öper ve prensler kurbağaya dönüşür.
Sayfa 57 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Hayatın bozmayı unuttuğu ya da ne yapsa bozamadığı insanlar vardı hâlâ. Dünya arkalarında yıkılırken onlar kurbağalar gibi nilüfer yapraklarından seke seke sakince uzaklaşıyorlardı enkazdan, toz duman bulaşmıyordu onlara.
Sayfa 54Kitabı okudu
Ağustosböcekleri ve kurbağalar ayni ritmi yakalayarak seslerini birbirleriyle koordine ederler. Bitkiler de birbirleriyle bilinçli titreşim halinde haberleşebilirler. Insanların ruh hallerinin
yaydığı titreşimler de onları büyük ölçüde etkiler. Bu gerçeklik, bilimsel deneylerle de ispatlanmıştır.
okşadım dikenleri solmasın diye güller
yeşil kurbağalar girdi türkülerime
akşam gölleri- ah akşam bunaltıları
“Şehirde aslan yavrusu büyütmek aptallıktır
Ama bir kez büyütünce her isteğine boyun eğmek gerekir.”
• Kurbağalar 1431
Sayfa 341Kitabı okudu
Saat On Birde
Bu memlekette herkes bir kurbağa hayatı yaşıyor. Kurbağalar belki bizden daha muntazam cemiyet hayatı içindedir.
Sayfa 43Kitabı okudu
Yeşil kurbağalar, öter göllerde
Kırıldı kanadım, kaldım çöllerde
Anasız, babasız garip illerde
Gel ağam, gül ağam da
Gençliğim gitti.
Sayfa 109 - Can Yayınları 4. BaskıKitabı okuyor
