Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En harika mektuplar, yırtılmalıdır, hatta yakılmalıdır
"Mektubumu aldın mı?" "Evet aldım. Harikaydı. Yırttım. Bence yapılabilecek en iyi şey buydu."
Sayfa 34
5. VII. 1947 Sevgili Aliye’ciğim, Mektubunu aldım. Zekeriya Beyler Polonezköyü’nden iki gün önce dönmüşler. Bana dün uğradılar. Ben de hemen sana yazıyorum. Birkaç gün evvel sana elli lira yollatmıştım. İki gün evvel de iki yüz lira daha gönderttim. Bunlarla ev kirasını, elektrik parasını ver, ikinci yataklı ile gel. Fakat yatak zor
Reklam
Canım Kardeşim, Mektubumu ve kahveyi aldın sanıyorum. Bilmem ki, hora geçti mi. O serserinin adresini bilsem ona da gönderirdim. Ama sanırım onun ihtiyacı yok. Park Otel’de istediği zıkkımın dik âlâsını bulmak, onun için işten bile değil. Neyse, kısa keseyim.
Bak bu lafı herkes bilmez :)
"Mektubumu ve kahveyi aldın sanıyorum. Bilmem ki, hora geçti mi.."
Cavid Beyin çektiği cefa
Cavid Bey, cezaevinde bulunduğu dönem içinde eşi Aliyye Hanım’a her gün mektup yazmış ve yaşadıklarını anlatmıştı. Satırlarında kimi zaman hasret, kimi zaman da şikâyet vardı. 34’ncü mektubu oğlu Osman’a olan özlemini dile getiren satırlarla doluydu: “... Yemekleri yine hafif yiyorum. Dün peynirsiz bir makarna ile kuzu külbastı... Pek az. Osman’ın
Thatcher , "Hediyeye gerek yok sen buradasın ya,"dedi ve ona doğru ilerlerken yerde yuvarlanan bir şeye çarptı.
Reklam
"Ben olmadığıma emin misiniz?" Felicty'yi vücudunun sıcaklığı onu sarana kadar yakınına çekti.Felicity başını iki yana salladı."Sen nasıl yapabilirsin ? Daha da önemlisi neden yapasın ?" Thatcher kulağına fısıldadı."Ama bendim Felicty.Sana arzuladığın her şeyi verebilirim, hak ettiğin her şeyi."
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.