Kalbimi kelimelerle doldurdum. Mektuplarım onun için parmaklarını yakıyor. Dudaklarını da yakacak. Dudaklarını ve bütün varlığını. Ben pervane değil, ateşim. Kıskanıyorum kelimeleri. Birer kelebek gibi uçuyorlar sana. Kelimeler senin kokunla sarhoş...
Bugün iki mektup geldi. Tabii ki haklısın Milena mektuplarımdan o kadar utanıyorum ki senin cevaplarını açmaya cesaret edemiyorum. Neyse ki mektuplarımda doğrular ve doğruya yakın şeyler var. Eğer mektuplarım yalan olsaydı cevapların karşısında ne yapardım.
Sokağımsan
Ben anahtarı çevirdiğim zaman
Kapanan evin kapısı değil,
Senin kapın olsun açılan.
Adresimsen,
Mektuplarım doğru dürüst gelsin;
İki kişi telefonla konuşurken
Olmayalım hemen üç kişi.
Söz konusu değil seni unutmak! Hem de ben bunu hiç istemezken...
Sen benim hatalarım, günahlarım, sen benim masalım, mektuplarım, sen benim Galata'm, martılarım...
Sen benim İstanbul'umsun. Sen yüzü İstanbul olan sevgilimsin benim.
Sokağımsan Ben anahtarı çevirdiğim zaman Kapanan evin kapısı değil, Senin kapın olsun açılan. Adresimsen, Mektuplarım doğru dürüst gelsin; İki kişi telefonla konuşurken Olmayalım hemen üç kişi. Kentimsen, Başka kentler de girsin araya; Daha bir sevinçle katılayım, Şenliğimsen. Her şeyi yaz, tarihimsen, Ama her bir şeyi; Dilimsen, Sen de koru biraz dilliğini. Düşüncemsen, Kızkardeşim pencereyi açsın;Sorguçlu bir ışık aracılığıyla Günyenisi dolsun içeri. Uzat saçlarını Frigya, Yarimsen, Yurdumsan, Söz ver Anadolu!