Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
3. Sanat Bilinci
Bizim mimarimiz, şiirimiz, musikimiz nedir? Geçmişten bugüne hangi sanat değerlerini getirdik? Sultanahmet ne ifade ediyor? Süleymaniye'nin anlamı nedir? Selimiye bize ne söyler? Mimar Sinan kimdir? Minyatür sanatçısı Levni ya da Matrakçı Nasuh neyi resmetmiştir? Bâkî ne söyler? Fuzulî'nin derdi nedir? Itri'den, Dede Efendi'den duyduğumuz nağmeler bize ne anlatıyor? Sanat bilinci, tüm bu eserlerle beraber yaşamaktır.
Sayfa 171 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Van gölünde yüzen ilk Türk gemisi onaltıncı asırda Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Büyük sanatkâr o zaman yeniçeri ocağında dülgerlikteki hünerleri ile tanınmış basit bir neferdi.
Reklam
Halep
"Halep'e her gidişimde ne de çok mutlu olurdum. Halep'te bir taraftan Kayşani ismi verilen taşlardan yapılmış evleri seyreder diğer taraftan da Halep'in o eski ve daracık sokaklarını, çarşılarını gezerdim. Mevlana Celaleddin-i Rūmi Halep'in medreselerinde eğitim görmüş, Mimar Sinan da ilk mimari eserini Halep'te inşa etmişti. Halep bir Osmanlı şehriydi. Tüm Osmanlı şehirlerinde olduğu gibi Halep'te de mana nakış nakış taşa işlenmişti."
"Cansız taşı diriltmek, uçurtmak, aşka getirmek, gerçek mimar denen adama verilmiş bir hüner. Cansız taşı canlı kılmak, işte bütün marifet burada." - Mimar Sinan'a Dair, Abidin Dino
Sayfa 58 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Herkesin içinde doğru olana eğri bakan bir göz vardır."
Sayfa 37 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Ruh Adam'da Olayların Geçtiği Mekân Baştaki Uygur masalı bir yana bırakılırsa eserin mekânı, Atsız'ın Maltepe Feyzullah Caddesi'ndeki 9 numaralı evi, Maltepe civarı, Erenköy Kız Lisesi ve Süleymaniye Kütüphanesi'nin bahçeye bakan camlı bölmesidir. Tabii ki romanda evin adresi, lisenin ve çalışma yerinin adı yoktur. Ancak biz romandaki şahıslarla Atsız ve karısının ayniyetinden hareketle bu mekânlara ulaşabiliyoruz. Fakat Atsız mekânla ilgili ayrıntılara yer vermez. Şeref'in resminin duvarda mı, masada mı olduğunu neden sonra anlarız. Selim Pusat'ın evinin iki katlı olduğu da Erzurum'dan gelen telgraf dolayısıyla anlaşılır. Selim “aşağı kata” inerek kapıyı açar (s. 124). Evin, okulun, iş yerinin, Çamlı Koru'nun ayrıntıları romanda yoktur. Şahısların fizikî tasvirleri de son derece sınırlıdır. Romanda öne çıkan, olaylar ve şahısların ruhî tasvirleridir. Çamlı Koru belki de Bağdat Caddesi ile Mimar Sinan Caddesi'nin kesiştiği köşede bulunan Maltepe Çamlık Çay Bahçesi'dir. Bugün de burada çamlar bulunmaktadır. Şeref'in mezarının bulunduğu mezarlık, Adatepe'deki mezarlık olabilir. Selim Pusat'ın bir defa gittiği meyhane de Yağmur Atsız'ın bahsettiği Eski Maltepe Çarşısı'ndaki meyhane (2005: 204) midir acaba? Ayşe Pusat ailesi ve arkadaşlarının bir kır gezintisi için gittikleri Huzur Çayhanesi'nin yerini de bilmiyoruz. Romanda ayrıntılı tasvirler bulunmadığı için bu mekânlar hakkında şimdilik kesin şeyler söyleyemiyoruz. Ancak Selim Pusat'ın evden çıkınca dolaştığı yerlerin Maltepe Feyzullah Caddesi civarı olduğu kesindir.
Reklam
Bu acıyla yaşamak benim kaderimse, bu acıyı taşlardan başkası anlayamaz. Taşlar ki aşkın en sadık dostları olacak bundan sonra. Ey Mihrimah, adı dilime yasaklı olan sevgili, gülüşü gözlerime haram olan sevgili, seni her anmam da nasıl kanıyorsa bu dilim, nasıl eriyorsa aşkının altında tenim, ruhun nasıl sızlıyorsa her daim, aşkımın tercümanı olacak ellerimde şekil bulan taşlar. (Mimar Sinan)
Anıtkabir yarışmasına sunulan projelerinin orijinal yarışma klasörleri artık mevcut değildir; Ankara' da sergilendikten sonra proje sahiplerine başvuru evraklarının iade edilmiş olabileceğini ileri süren bazı araştırmacılar olmakla birlikte, 1980 yılında Anıtkabir Müzesi Arşivleri kurulmadan önce bunlar ya imha edildi ya da kayboldu. Orijinalleri kaybolmasına rağmen, ödül kazanan sekiz ve bunlara ek olarak altı proje daha, Türk mimari dergisi Arkitekt'te 1942 yılında yayınlandıkları ve yukarıda zikredilen İtalyan dergisi Architettura' da 1942' de haber yapıldıkları için bilinmektedir. Yine bu aynı projeler aynı zamanda İstanbul'daki Mimar Sinan Üniversitesi'nde 1984 yılında gerçekleştirilen bir sergi kataloğunda yeniden basılmıştır. Yarışma jürisi raporu geri kalan 33 bilinen projeden 16'sını tarif etmiş, ama bunu görsellerle değil sadece kelimelerle yapmıştır. Bu kitabın yazarı, mimari arşivlerde ve bu dönem Fransa ile Almanya' da aktif çalışmakta olan Avrupalı mimarlar üzerine yapılmış çalışmalarda birkaç tanesini daha keşfetmiştir.
İnsanın yarattığı en güzel şehir Paris’tir ama Tanrı’nın yarattığı en güzel şehir İstanbul!
Sayfa 180 - Timaş Yayınları, 1. Baskı: Haziran 2022
Descartes’in dediği gibi, iyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibiydi.
Sayfa 165 - Timaş Yayınları, 1. Baskı: Haziran 2022
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.