Mammut americanum
Yok oluş günümüz çocuklarının karşılaştıkları belki de ilk bilimsel düşüncedir. Bir yaşındaki çocuklara oynamaları için oyuncak dino zorlar veriliyor, iki yaşındaki çocuklar, tam anlamıyla olmasa da, bu plastikten yapılma küçük yaratıkların çok büyük hayvanları temsil ettiğini anlıyorlar. Hızlı öğrenen -ya da belki tuvalet
"Ruhu ne kadar harap olursa olsun, doğanın güzelliklerini kimse ondan daha derinden takdir edemez. Bu muhteşem diyalardaki yıldızlı gökyüzü, deniz ve türlü manzara karşısında hâlâ ruhu bir anda kanatlanıp göklere yükselebiliyor. Böyle bir insan ikili bir hayat sürer: Istırap çekebilir ve hayal kırıklıklarının altında ezilebilir ancak kendi içine çekildiğinde etrafını kuşatan o parlak hâle içine hiçbir hüzün veya aptallığın giremeyeceği kutsal bir ruha benzer."
ÇEKİLİM VE ÇAKRALAR
Karşınıza sizi etkileyen bir insan çıktığında, "nasıl etkilediği" üzerine hiç düşündünüz mü? Onu fiziken mi inceliyorsunuz? Bedensel güzelliğine mi
bakıyorsunuz? Duruşuna mı bakıyorsunuz? Hayatta sahip olduğu imkânlar mı ilginizi çekiyor? Popularitesi, maddi gücü... Veya onun yanında huzur mu buluyorsunuz? Ruhsal
Yakın tarihimizde Japonya ve Türkiye örnekleri bu hususta klasik durum arz ederler.
19. asrın sonu ve 20. asrın başında bu iki ülke benzer ve kıyaslanabilir durum arz ediyorlardı. İkisi de eski imparatorluk, kendine ait yapıları ve tarih içinde kendi yerleri belli olan ülkelerdi. İkisi de gelişmişlik bakımından birbirine yakın ve imtiyaz hem de yük olabilecek muhteşem bir tarihe sahip idiler. Tek kelimeyle bu ikili gelecek için hemen hemen aynı fırsatlara sahipti.
Ondan sonra iki ülkede de bilinen reformlar gerçekleşti. Başkasının değil, kendi hayatını yaşamak için Japonya ilerlemeyi ve geleneği birleştirmeye çalıştı. Türkiye ile alakalı olarak, onun modernistleri tam tersi bir yol seçmişlerdi. Bugün Türkiye üçüncü sınıf bir ülke, Japonya ise dünya milletlerinin zirvesine çıkmıştır.
Kırmızı şarapla rokfor peyniri birbirine ne kadar benziyorsa, aşk ve şehvet de birbirine o kadar benzer. Buna karşın birbirlerini o kadar iyi tamamlarlar ki bu muhteşem ikili hemen daima bir arada düşünülür