Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Tarihçi Enver Ziya Karal'ın deyişiyle, "İslâm eğitimi, tabiat ve cemiyet olaylarını çözmeyi hedef tutmaktan çok, kişinin iç alemini, din ve edebiyat bilgileriyle süslemekteydi... (Avrupa insanı, 18. yüzyılda doğanın yasalarını bulup, bunları üretime uygulamağa başlarken) medreselerde yetişen ve ulema adını taşıyan Osmanlı bilginleri, Aristo devrini bir saman çöpü geçmemiş durumda idiler".”
Sultan III. Mustafa, imparatorluğun askeri ıslahat işleriyle görevli meşhur Fransız Baron de Tott'dan bir mühendislik okulu açmasını ister. Osmanlı bilginleri kendilerinin yetersiz görülüp bu işle bir gayrimüslimin görevlendirilmesinden incinmişlerdir. Sonrasını Baron şöyle anlatıyor: "Padişah büyük memurlardan seçilen iki mümeyyiz huzurunda bu itiraz edenleri imtihan etmemi emretti. Aralarından altı kişi imtihana girip eski eğitim kurumunun şeref ve haysiyetini savunmak için ayrıldılar. Bu imtihanda kısaca bir üçgenin üç açısının toplamının ne olduğunu sordum. İçlerinden en cesuru bana, "üçgenine göre" cevabını verince imtihanı fazla uzatmaya hacet kalmadığı anlaşıldı."
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
İslamda felsefe (ye gerek) var mı ?
İmam Gazalî gibi İslam bilginleri, Felsefeyi reddetmediler; ama semavî dinden haberi olanların, kâinatın sırrını akıl ile değil nakil ile anlamaya çalışması gerektiğini bildirdiler.
İdil-Ural çevresinde ilk ceditçilerden olan Şihabeddin Mercanî (1818-1889), M. Necip Tunteri, Alimcan Barudî ve daha sonraları Musa Carullah Bigi (1879-1949), hem Ahmet Cevdet Paşa, Ahmet Midhat Efendi ve Şemseddin Sami gibi Osmanlı kaynaklarından hem de A. İbrahim Kursavî ve Ahmetcan Emirhan gibi Kazanlı din bilginlerinden besleniyorlardı. Zamanın ünlü din bilginleri olan bu zâtlar, geleneklerden sıyrılarak, İslamiyeti yeni bir algılama biçimiyle, tekrar özgün haliyle egemen kılmak istiyorlardı. Savundukları tecdidin esası, asıla dönüşü sağlayacak bir yenilenme idi ve kaynakların değil, algılama biçiminin yenilenmesini istiyordu. Kazan’da İbrahim Half (1778-1929) ve Kazaklardan ünlü Çokan Velihan Cengizoğlu tarih alanındaki çalışmalarıyla bu uyanışı, millî kimlik şuuru açısından besliyordu.
Asırlardır planlanan misyoner faaliyetlerinin özeti
Bu sonuç, 150-200 yıllık bir çalışmanın mahsülüdür. Bu çalışmanın başlangıcını psikoloji doktoru Mitat Enç şöyle anlatıyor: "Osmanlı orduları Viyana'ya kadar gelince, Avrupa devletleri çok korktu. "Hıristiyanlık yok oluyor" diye şaşkına döndüler. Osmanlı akınlarını durdurmak için asırlarca çareler aradılar. Bunun için herkes
Sayfa 198 - Arı sanatKitabı okudu
Geri111
118 öğeden 111 ile 118 arasındakiler gösteriliyor.