Bir demokraside (barışçı bir değişiklik için çalışabildiğimiz sürece) kötü bir politikanın kabûlü bile, ne denli bilgece ya da hayırhah olursa olsun, bir tiranlığa boyun eğmeye yeğlenir. Bu ışık altında bakılınca, demokrasi teorisi çoğunluk yönetmeli ilkesine dayanmaz; genel seçimler ve temsili hükümet gibi demokratik denetimin türlü eşitlikçi yöntemleri, daha çok, tiranlığa karşı yaygın geleneksel güvensizlik karşısında, tiranlığı önleme bakımından hayli etkili ve iyice denenmiş, her zaman düzeltilmeye açık olan ve hatta kendi düzeltmeleri için metotlar gösteren, garantilerden başka bir şey sayılmaması gerekir.
Sayfa 139Kitabı okudu
Platon'un adâlet teorisi Devlet'te ve daha sonraki eserlerinde sunulduğu hâliyle totaliterce bir ahlâk teorisi geliştirerek zamanının eşitlikçi, bireyci ve korumacı yönelimlerine üste gelmek ve kabileciliğin egemenlik dileklerini yerine getirmek için yapılmış bilinçli bir girişimdir. Platon aynı zamanda, yeni insaniyetçi ahlâkın da kuvvetle etkisinde kalmış, fakat eşitlikçiliğe karşı kanıtlarla savaşmak yerine, onu tartışmaktan bile kaçınmıştır. Ve güçlerini çok iyi bildiği insaniyetçi duyguları, doğadan üstün bir efendi ırkın totaliter sınıf hükümranlığı lehinde başarıyla harekete geçirmiştir.Platon, bu sınıf ayrıcalıklarının devleti istikrarlı tutmak için zorunlu olduklarıni savunmuştur. Onun içindir ki, bunlar, adâletin özüdür. Temelinde, bu sav, adâlet devletin gücü, sağlığı ve istikrarı için faydalı olandır, kanıtına dayanır; bu kanıt ise, modern totaliter tanımı çok andırmaktadır: Ulusumun yahut sınıfımın veya partimin gücü için yararlı olan her şey haktır.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
organik toplumu inorganikleştiren kapitalizmin doğasına ilişkin bu vurgu, onun anarşisine ve kaosuna ilişkin bir göndermeyi içinde taşımaktadır. Bu anlamıyla komünizm tarihsel ve nesnel bir zorunluluğu işaretler. Fakat bu kaderci bir zorunluluk değildir, içinde praksisin muhteşem zenginliğini taşır ve praksisle gerçek manasını bulur. Ya da başka bir ifadeyle önce Engels'in söylediği, sonra Rosa'nın geliştirdiği barbarlığa karşı sosyalizm seçeneğini vurgular. Kriz teorisi bu anlamıyla kapitalizmin nesnel sınırlarını ifade eder. Aynı zamanda onu aşmanın yöntemlerini gösterir ve gelecekle komünizm arasındaki bağı kurar.
İlk insan embriyosu ve ilk ağaç tohumu nereden geldi?
Bu ev­ren güçlü, mükemmel nitelikte tek bir varlıktır, öncesi ve sonrası yoktur: o vardı, vardır ve var olacaktır, yani evrensiz bir zaman ol­madı, onsuz bir gelecek de olmayacak, senin doğumu ve ölümü ol­madığını sandığın hayalindeki Allah gibi. Zaman ve mekân, bu var­lığın zorunlu olarak içinde var olduğu iki koşuldur, yani gerek za­man, gerekse
“Anastasia hakkında en sevdigim şeylerden biri hırslı olmasıydı ama ben de en az onun kadar hırslıydım ve kaybetmeyi sevmezdim. Bu sayede konu kazanmak olduğunda bu kadar başarılı olmuştum ve hangimizin daha uzun süre dayanabileceğine dair rekabet ediyorduk. Fısıldar gibi bir sesle ona son bir şans daha verdim. "Bu teoriyi test edelim mi, ne dersin?"
Sayfa 105Kitabı okudu
Paul Dirac
"Her madde parçacığının, bir karşı madde eşi vardır." İngiliz fizikçi Paul Dirac, 1920'lerde kuantum fiziğinin teorik çerçevesine epeyce katkıda bulundu; ama bugün en iyi, matematik aracığıyla karşı parçacıkların varlığını öngörmesiyle tanınır. Dirac, elektron gibi buçuklu bir spin değeri olan parçacıklara, Fermi'nin adından hareketle "fermion" adını verdi. Bu kurallar, çok sayıda fermionun birbirleriyle nasıl etkileşime girdiklerini tarif eder. Dirac'nın doktora tezi danışmanı Ralph Fowler onun istatistiğini kullanıp, çökmekte olan bir yıldız çekirdeğinin davranışını hesapladı ve süper yoğun beyaz cüce yıldızların kökenini açıkladı. Bir parçacık ile karşı parçacığı bir araya gelince, yok olurlar. Kütleleri, E=mc² denklemine uygun olarak elektromanyetik enerji fotonlarına dönüşür. Karşı elektron parçacığı ya da pozitron, ABD'li fizikçi Carl Anderson tarafından 1932'de deneysel olarak doğrulandı, ilk kez kozmik ışınlarda (derin uzaydan Yer'in atmosferine yağan yüksek enerjili parçacıklar) ve daha sonra belli radyoaktif bozunma tiplerinde saptandı. O zamandan beri karşı-madde yoğun fizik araştırmalarının konusu ve bilimkurgu yazarlarının sevgilisi (özellikle normal maddeyle temas edince bir enerji patlamasıyla "yok etme" alışkanlığından ötürü) olmuştur. Ama en önemlisi, Dirac'ın kuantum alan teorisi, bir sonraki fizikçiler kuşağının geliştirdiği kuantum elektrodinamiği teorisinin temellerini attı. Paul Dirac kuantum fiziğine önemli katkılarda bulunan, 1933 Nobel Fizik Ödülünü Erwin Schrödinger'le paylaşan bir matematik dehasıydı.
Reklam
1.000 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.