"Sınıf ve baskı ilişkilerinin düğümüne bağlı toplumsal cinsiyetçiliğin görünen ve görünmeyen yasaları kadın ve erkek rollerini sistemce belirlenen verili bir içerikle kodlayıp erkekleri dış dünyaya, hayata salarken, kadınları büyük ölçüde ev içlerine kapatarak sokakla ve hayatla ilişkilerini kısıtlamıştır. Kabaca betimlenecek olursa, kadınları ev işleri ve annelikle sınırlı, ev odaklı bir içbükey hayata kilitlerken, onlara derinleşebilecekleri tek alan olarak yalnızca iç dünyaları, duyguları, düşleri kalmıştır. İnsanın iç dünyasının malzemesiyse çoğunlukla hayaller ve kelimelerdir."
" Her şeyin tamamen sıradan olduğunu söylemeyeceğim, çünkü siz tamamen sıradan biri değilseniz herhangi bir şeyin size sıradan görünebileceğini pek sanmam."
Reklam
Beyaz İnsan
20 Temmuz 1969' da Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay' ın yüzeyine indiler. Apollo 11 astronotları bu seyahatten önceki aylarda ABD' nin batısında Ay' a benzeyen ıssız bir çölde eğitim gördüler. Bu alan pek çok kızıl derili topluluğuna ev sahipliği yapıyordu; bir yerliyle astronotlar arasında geçen bir diyaloğa dair şöyle bir hikaye vardır: Bir gün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderiliyle karşılaşır. Adam orada ne yaptıklarını sorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay' a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarını söylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır, sonra astronotlardan kendisine bir iyilik yapmalarını ister. Astronotlar "Ne istiyorsunuz?" diye sorar. Yaşlı adam, "Kabilemdeki insanlar Ay' da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdan önemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim" Astronotlar "Mesaj nedir?" diye sorar. Adam kendi dilinde bir şeyler mırıldanır, sonra da astronotlara bunu ezberleyene kadar tekrar etmelerini söyler. Astronotlar "Bu ne demek?" diye sorar. "Bunu size söyleyemem. Sadece bizim kabilemizle Ay ruhlarının bilebileceği bir sır," der. Üsse geri döndüklerinde astronotlar uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulurlar ve ondan mesajı tercüme etmelerini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalarla gülmeye başlar. Nihayet sakinleşince, astronotların o kadar dikkatle ezberlediği sözlerin, "Bu adamların size söylediği hiçbir şeye inanmayın. Topraklarınızı çalmaya geldiler," olduğunu söyler.
Sayfa 286Kitabı okudu
Iyi bir eş iyi bir anne olmak zaten zor iken kadınla bir de iyi bir gelin olma zorunluluğu yükleyen anlayış iyilik Perisi mi icat etme peşinde acaba? Üstelik bu "iyilik" kavramının dinin gerekliliklerine göre değil tek doğru kabul edilegelen gelenek ve göreneklere göre. Neden her şeyi kadından bekliyoruz ve tüm sorumluluğu onun üzerine atıyoruz. Her daim temiz bir ev, her gün ağızlara layık bir sofra, terbiyeli, Çalışkan çocuk yetiştirme vazifesi, 24 saat tertipli, Bakımlı ve her an misafir için hazırlıklı, teyakkuz halinde olabilen bir anne. Böylesi sadece filmlerde olur.
O yaz Çengelköy'de bir yalının deniz üstündeki iki odasını kiraladı. Yalının büyük salonunu ve mutfağını evsahiplerimizle birlikte kullanıyorduk. Evsahibimiz Edibe hanımın kızı Samiye hanım da bitişik yalının sahibiydi. Samiye hanımın kocası tam paşa olacakken te rfi edememiş ve depresyona girmiş. Hiç ortalıklarda görünmezdi. Edibe hanımın kocası
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Reklam
581 öğeden 541 ile 550 arasındakiler gösteriliyor.