Bazı hikâyeler anlatılmaz. Bazı hikâyelere tutunursunuz. Ayağa kalkmak, izlemek ve sımsıkı tutunmak korkaklık değildi. Düşmanın gözlerinin içine bakmak, nefesinizi böğrünüzde hissetmek ve arkanızı dönmemek... dünyanın yükü anacak böyle taşınabilirdi.
Sayfa 358 - Profil Kitap Maviağaç Kültür Sanat YayıncılıkKitabı okudu
Dört duvarın arası güven vericidir. Dört duvar, titremeyen bir yer, su sızdırmayan tavan... Az şey mi? Odaların kapıları vardır hem. İçeri birileri girebilir. Can sıkıntısına karşı. Postacı mektup getirir. Çiçekçi kadın bir çift karanfil uzatır. Ama sokakların kapısı yoktur. Ve işte duvarsız, kapısız, öyle olduğu için de insana kısır bir sonsuzluk duygusu veren sokaklarda, bir başkaldırmayı sürdürür gibi yan yanayız.
Reklam
Yapacak bir şey yok, Frankie son altı ay boyunca aynı buruk gülümseme eşliğinde defalarca bu sözleri duymuştu, her zamanki gibi yaşamaktan başka yapacak bir şey yoktu.
Sayfa 40 - Profil Kitap Maviağaç Kültür Sanat YayıncılıkKitabı okudu
Çünkü dört duvarın arası güven vericidir. Dört duvar, titremeyen bir yer, su sızdırmayan tavan... Az şey mi? Odaların kapıları vardır hem. İçeri birileri girebilir. Can sıkıntısına karşı. Postacı mektup getirir. Çiçekçi kadın bir çift karanfil uzatır. Ama sokakların kapısı yoktur. Ve işte duvarsız, kapısız, öyle olduğu için de insana kısır bir sonsuzluk duygusu veren sokaklarda, bir başkaldırmayı sürdürür gibi yan yanayız. Kahverengi, yırtıcı bakışlar görüyoruz bize doğru. Ya da zehirli hançerlerin soğuk ışıltısında gülümseyişler..
MEKTUP ve ZAAF!..
- "(...)İşi mektuba döken erkek zaten meydan muharebesini kaybetmiş demektir! Kendisi, tavrı, edası, fizik bütünlüğü dışında dâvâyı postacı elinde fikre havale etmek, ne zaaf, ne zaaf!.."
Sayfa 180 - Ense Kökü'nde Feza, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Ve o gün ilk defa ölüsünü gördü Ruhi Bey Soğumuşgövdesini gördü Donuk gözlerini, durmuş kalbini Gördü neye benzerse bir ölü. - Ben Ruhi Bey nasılım - Mutlusunuz Ruhi Bey.
Reklam
91 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.