5. VII. 1947
Sevgili Aliye’ciğim,
Mektubunu aldım. Zekeriya Beyler Polonezköyü’nden iki gün önce dönmüşler. Bana dün uğradılar. Ben de hemen sana yazıyorum. Birkaç gün evvel sana elli lira yollatmıştım. İki gün evvel de iki yüz lira daha gönderttim. Bunlarla ev kirasını, elektrik parasını ver, ikinci yataklı ile gel. Fakat yatak zor
Yahu herkes kadına yükleniyor Postacı'nın hiç mi kabahati yok. Böylesi durumlarda önce kadın suçlanır. Ne derler "erkektir yapar". Zorla mı sahip olmuş, tecavüze mi yeltenmiş, şantaj mı yapmış? Hayır, hayır, hayır.
Delicesine özgür ve müsait, herkes tarafından arzulanan ve canının istediğine kendisini veren kadın imajı, erkeğe özgü, kadın düşmanı bir fantezidir. Mesleklerini icra ederken ortaya çıkan beklenmedik fırsatları değerlendirdiği varsayılan postacı veya tesisatçı (komik öyküler, çizgi romanlar, porno filmler) buna örnek verilebilir. Bu kalıplaşmış imaj doğru olsaydı, kadınların erkeklerden daha çok partneri olur, kocalarını daha sık aldatırlardı. Oysa gerçek bunun tam tersidir çünkü kadının özgürlüğü erkeklere oranla daha sınırlıdır.
Kendini zorladı,yirmi sekiz yaşında bir kadın olarak mutlu olmanın neye benzediğini hatırlamaya çalıştı. Ne var ki artık mutluluğun nasıl bir şey olduğunu bilmediğini fark edince panikledi. Mutluluk, çocukluğunda öğrenip artık unuttuğu bir yabancı dil gibiydi. Sadece bir zamanlar mutluluğu bildiğini hatırlıyordu.' En son ne zaman mutlu oldum?"
"Düzinelerce önemsiz insan, postacı, bir marangoz, şişman bir pazarcı kadın evden çıktılar ya da eve girdiler, yüzlerce ve yüzlerce alelade insan sokaktan aceleyle geldi geçti, bir tek o, o gelmedi."
Bir sürü ilgisiz insan gelip gitti, postacı, marangoz, şişman bir satıcı kadın binaya girip çıktılar, sokaktan hiç umursamadığım onca kişi geçti, bir tek o gelmedi.
Sayfa 48 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu