Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Masa da masaymış ha
"Elhan-ı Şita" şairi Cenap Şahabeddin, "Daüssıla" şairi Süleyman Nazif,Makber şairi Abdülhak Hamit Tarhan, Sergüzeşt yazarı Sami Paşazade Sezai ve Mehmed Akif,mükellef bir sofrada bir araya gelmişlerdi.
Sayfa 10 - KapıKitabı okudu
Her sabah genç uyanan, akşama yaşlı uyur. ~Sami Paşazade Sezai
Reklam
Enver Bey, bir gün Saint Joseph'ten arkadaşları Nurizade Ziya Bey ve Ayetullah Bey'i de yanına alıp, Sami Paşazade Sezai Bey'in yeğeni Bahriyeli Necip Bey'in Moda'daki evine gitti. O gece, Moda Beşbıyık Sokak'taki 3 numaralı evin alt katındaki selamlık dairesinde milyonların sevgilisi olacak bir takımın temelleri atılmak üzereydi. "Fenerbahçe" dedi Enver Bey. "Papatyanın renkleri olsun!" dedi Enver Bey. Ayetullah Bey biraz şaşkınca: “Papatyanın renkleri mi?" dedi. “Yani, sarı ve beyaz mı?" diye de ekledi. "Evet!" neden olmasın dedi, Ziya Bey, "Neden olmasın? Hem asil, hem uyumlu, hem anlamlı, hem de göze batmaz...?" O gece kulübün renkleri “sarı beyaz" olarak kabul edildi; ama bu renkler daha sonra "sarı laciverte" çevrilecek, Fenerbahçe kuruluştan itibaren kullanmaya başladığı o sarı lacivert çubuklu formalarla özdeşleşecekti. Enver Bey, Nurizade Ziya Bey, Ayetullah Bey ve Necip Bey 1907 yılının baharında Fenerbahçe'yi kurmuşlardı. Birkaç gün sonra onlara Hasan Sami ve Hintli Asaf da katılacak ve Fenerbahçe birdenbire büyümeye başlayacaktı. Fenerbahçe Kulübü'nün ilk başkanı Ziya Bey ertesi gün kolları sıvadı.
Sayfa 44 - Truva YayınlarıKitabı okudu
Sami Paşazade Sezai, pandomima
Bu hırsızlıkta ötüşlerine atılan horozların garip sesleri bulunduğu yere yansıdıkça" git git karına git! ” diyordu kiliseler öğle vaktini ilan için Çan çalmaya başladılar o Sessizlik içinde uzaktan uzağa yansıyan Canlar hep bir ağızdan bir sürekli bir ahenkle, " git git karına git! " sözünü tekrar ediyorlardı
Sayfa 39 - Akvaryum YayıneviKitabı okudu
Korkma, bu ağaçlar, çiçekler sır saklar. İnsan değil ki ihanet etsin.
Son söz olarak, Sami Paşazade Sezai'nin Çanakkale Savaşı ile ilgili değerlendirmelerine yer verelim: "Böyle harikulade olaylar kendi kendisini anlatır. Onu tanımlamak için sarf edilecek kelimeler ve düşünceler daha yükselirken düşer, parlarken söner. Bununla birlikte hiçbir şey söylememek de nasıl mümkün olur ki? Bugün her Türk'ün konuşabilmesi Çanakkale savunması sayesindedir. Bugün Türk'e büyük milletler arasında 'Ben' demek yetkisini veren Çanakkale savunmasıdır... Çanakkale savunması 'üç mucizeler' savaşıdır: Hali kurtardı. Mazinin hamaset ve azametini geri getirdi. Vatanımızı bir 'ebedi vatan' yaptı."
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
"Mazi, fakat geçmemiş. Mazi, fakat intibaları, tesirle'ri, heyecanları bugündeki, bu andaki kadar canlı, keskin."
Sayfa 110 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Türk Büyükleri Dizisi:20, Birinci Baskı:1986Kitabı okudu
İspanya’nın koyu mai semasında, Elhamra’ nın üstün­de yüdızların ziyası ihtizaz ediyor, Gırnata, bir hâb-ı şef­fafı andıran bu gecenin içinde eski vatanını hicranla dü­şünen sahranişin bir Endülüslü Arabın rüyasına benzi­ yordu.
Sayfa 104 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Türk Büyükleri Dizisi:20, Birinci Baskı:1986Kitabı okudu
"Bir gün bir kıraathanede etrafım taassup silahıyle, Frenkçe okumanın küfür olduğunu söylemekle tehdid eden âlim kıyafetinde bir hocaya : "Voltaire aleyhisselam, Jean Jacques Rousseau Radiallahüan" demiş ve tevkif olunarak polise götürülmüştü."
Sayfa 98 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Türk Büyükleri Dizisi:20, Birinci Baskı:1986Kitabı okudu
Recaizade Mahmut Ekrem'in Vuslat Yahut Süreksiz Sevinç adlı oyunu için.
"Tiyatro başlamak için perde açılırken bu gençlerin o zamanki mahalle rüştiye mekteplerinde perdedar olan gözleri de açılıyordu. Tiyatronun o iptidaî salınesinden daha ötesini, yükseğini görüyor, ziya içinde bir nâ-mütenahiliğe şitap ediyorlardı."
Sayfa 97 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Türk Büyükleri Dizisi:20, Birinci Baskı:1986Kitabı okudu
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.