- O kadar çok mu korkuyorsun? + Sandığınızdan da fazla, Lola, düşünün, o kadar korkuyorum ki, eğer olur da kendime ait doğal bir nedenle ölürsem, ileride, cesedimin yakılmasını bile asla istemem! Bıraksınlar beni toprakta, mezarlıkta çürüyeyim, rahat rahat, oracıkta, belki de yeniden yaşama dönmeye hazır biçimde... Belli mi olur! Oysa beni yakıp küle çevirseler, Lola, anlıyor musunuz, o zaman her şey bitmiş olacak, iş işten geçmiş olacak... Bir iskelet, ne de olsa, az çok insana benzer yine de... Küllere kıyasla her zaman için yeniden canlanmaya daha yatkındır... Küle döndün mü iş biter!... Öyle değil mi?... Hal böyleyken, hele savaştan hiç söz etmeyelim...
Lola açısından bu hapishane benzeri yerde beni ziyarete gelmek de maceradan sayılıyordu. Biz ikimiz ağlamazdık. Bizim gözyaşı alabileceğimiz bir yerimiz yoktu. — Gerçekten deli olduğunuz doğru mu, Ferdinand? diye sordu bana, bir Perşembe günü. — Öyleyim! diye itiraf ettim. — O halde, burada sizi tedavi edecekler, değil mi? — Korkunun tedavisi
Reklam
Petropolis, Rio 4 Şubat 1942 bizim neslin en verimli yıllarını iki büyük dünya sarsıntısında geçirmek zorunda kaldığını düşündükçe boğulacak gibi oluyorum. Toplumların geçmişte yıllar yılı süren çabalarla kazandığından fazlasını bir ayda yutuveren bu savaştan sonra her şey daha bir başka olacak. Yaşamımızın son yıllarını sürekli tasalar ve güçlüklerle geçirmek zorunda kalacağımızdan da korkuyorum...
Sayfa 451 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Geri15
53 öğeden 51 ile 53 arasındakiler gösteriliyor.