Beyin
Şu küçücük şeyden sonsuz bir evren nasıl çıkıyor? Allah’ım bu ne? O küçük şey durmadan bir şey üretiyor, biteviye, soluksuz, umursamadan. Onun da doğası bu. Bize nefes dahi aldırmıyor. Ondan kaçamıyoruz. Biz, oyuz. Zaman geçtikçe genişliyor da genişliyor tıpkı evren gibi. Uykuda bile peşimizi bırakmıyor. Bir türlü kurtulamıyoruz ondan. Haha, bu çılgınlık. Hayvanlar, bitkiler bizden daha mı şanslı yoksa? Yorgunluk yok, süreklilik yok. Rahat nefes alıp veriyorlar, onları yoran bir şey yok. Beyin hapishanesinde değiller, özgürler. Özgürlüğün bedeli, hiç düşünmemek mi acaba?
Bugünlerde fikir sahibi herkes korkudan kaskatı kesiliyor.
Reklam
Kış devam etti, annemin gidişiyle hava, zaman, yıldızlar, her şey dondu sanki, hepimiz bembeyaz karların altında soluksuz kaldık.
Birden, suratıma bir kırbaç indirilmiş gibi, kendi çağımın elimden gitmiş olabileceği, umarsızca bu yeni yabansı dünyanın ortasında kalmış olabileceğim olasılığa düştü aklıma. Böyle bir olasılığın aklımdan geçmesi bile fiziksel bir etki yarattı bende. Gırtlağımdan yakaladığını, beni soluksuz bıraktığını duyumsayabiliyordum.
Hayaller bizi gerçek yapıyor, biliyormuydun? O zaman hayata dönüyoruz...
"Ben" demenin sorumluluğunu sadece şair üstlenir.
Şiir, içine kehanet ya da doktrin sızdırdığı zaman soysuzlaşır:"Misyon" ezgiyi soluksuz bırakır , fikir uçuşa köstek olur .
Sayfa 25 - Metis Yayınları 8. BasımKitabı okudu
Reklam
348 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.