Özellikle Kürk Mantolu Madonna Türkiye'de en çok okunan kitapların başında gelmektedir. Türk kütüphanecileri Derneği'nin yayımladığı istatistiklere göre 2015 yılında Türkiye'de en çok okunan kitaptır.
"Türkiye'de kütüphanelerin kitap okutma stratejisi yok. Kütüphanede çalışanlar kütüphanecilik mezunu değil. Bütün kitapları hızla e- kitap haline getirmeliyiz. Kitabı; okurun evine, otomobiline, ayağına götürmeliyiz. Otomobilde, yolculukta kitap okumanın önü açılmalıdır. Bunun için sesli kitaplar yapılmalıdır. Klasik kitap okuma alışkanlıklarımızı terk etmeliyiz. Genç nesle farklı bir stratejiyle kitap okuma alışkanlığı kazandırmalıyız."
Mustafa Güzelgöz 1940'lı yıllarda Ürgüp'te kütüphanecilik yapmış, görevi sırasında yıllarca yedi katır ve üç atı ile 36 köye seyyar kütüphane hizmeti götürmüştür. 1972 yılında emekli olan eşekli kütüphaneci, Türk kütüphaneciliğinde bir sembol olmuş ve yaşam öyküsü yazar Fakir Baykurt tarafından Eşekli Kütüphaneci adı ile romanlaştırılmıştır.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) 55'inci Kütüphane Haftası kapsamında 'Prof. Dr. Fuat Sezgin'in İstanbul Günleri ve Kütüphanesi' başlıklı panel düzenledi. Panelde, dünyanın önde gelen bilim tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin anıldı. Uzmanlar, Prof. Dr. Sezgin'in, bilim tarihinin define haritasını bıraktığını söyledi.
Fatih Sultan
Bolşeviklerin bu dönemde kurmuş olduğu en dikkat çekici ilişki Türk milliyetçileri ile bağlantılarıydı. 1919'da Ankara ve Moskova arasında iletişim kurmak oldukça zordu. Grip salgınları ve iç savaşın ortasında bir mektubun adrese ulaşması üç ayı buluyordu. Fakat Lenin bir şekilde Ankara'daki milliyetçilerin örgütlü ve geleceklerinin parlak olduğuna kanaat getirdi. Diğer tarafta Türk milliyetçileri Moskova ile ittifak yapmanın kendileri için avantajlı olacağını anlamıştı.1920 yılında, mükemmel bir Osmanlı üst sınıf kökenine sahip olan Albay Ali Fuat Cebesoy, Bolşeviklerin dışişlerinden sorumlu komiseri Georgi Çicerin (tesadüf odur ki Çicerin de aristokrat kökenlere sahip biriydi: Çarlık rejiminde dışişleri bakanlığında kütüphanecilik yapmış, Mozart'ın yaylı çalgılar dörtlülerine hakim bir eşcinseldi) ile bir anlaşma yaptı. İki adam birbirlerine 'yoldaş' dediler. Moskova Büyük Ermenistan projesini desteklememe ve Ankara'daki milliyetçilere altın ve silah gönderme; Mustafa Kemal ise bunun karşılığında Azerbaycan'a dokunmama sözü verdi. Anlaşmanın ilk meyvesi, Kars'ın Ekim 1920'de Türk ordusu tarafından kontrol altına alınması oldu.
Nail (Bayraktar) Bey'in Türk kütüphaneciliğine en büyük katkısı, Türkiye'de ilk defa "gezici kütüphane" politikasını başlatması ve başarıyla uygulamasıdır.