Sonuçta, insanoğlu bütünüyle, hem de temyiz hakkına sahip olmaksızın mahkûm olduğuna göre, insanlar da kendilerine göre bir savunma mekanizması yaratmışlar, Tanrı ileride keyfine göre başka güç gösterilerine kalkışırsa kaygısıyla. Ancak bin yıllar, o kadar çok, o kadar karmaşık yasalar yaratmış ki, insanoğlu biraz fazla ileri gittiğinin farkına varmadan, adalet mekanizması, içinden çıkılmaz bir yumak, birbirinin karşıtı metinlerden oluşan, kimsenin çözemediği bir düğüm olup çıkmış. Öyle ki. Tanrı insafa gelip dünyayı kurtarması için oğlunu gönderdiğinde ne olmuş? Kendi icat ettiği adaletin pençelerinden kendisi bile kurtulamamış. Yasalar düğümü öyle bir karmaşa yaratmış ki, Kutsal Oğul çarmıha gerilip kurda kuşa yem olmuş. Öyle kolay ve basit bir duruşma da yapılamamış, oradan oraya sürüklenmiş. Ananias'tan Caipas'a, rahiplerden Pilatus’a... Pontius Pilatus, Roma hukukundaki yasaların yetersiz olduğunu açıklayınca, sıra Herodes’e gelmiş, o da Yahudi yasalarının ölüm cezasını öngörmediğini ileri sürerek topu yeniden Pilatus’a atmış. O da paçasını kurtarmak için halka bir ara-yaptırım önerisi sunmuş: Oğulu iyice sopalattıktan sonra, yaralı yaralı halka sergilemiş. Ama bu da bir işe yaramamış.
Sayfa 116 - Can Yayınları
Düş
Yeterince gerçek olmayınca kimseyi ilgilendirmemekten çekinirim. Ben fırlatılıp atılacak bir çaput, bir eklenti, bir hayalim. Korkular ve arzular arasında yaşıyorum; bana hayat veren ve beni öldüren korkular ve arzular. Bir çaput olduğumu söyledim zaten. Gölgede yaşıyorum; uzak ve anlaşılmaz unutkanlıklarda. Aniden beni aydınlığa çıkmaya mecbur
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Solcu, Marksist, kolejliye başka bir şey olmak yaraşmaz; kimliğimin din hanesi boş, “ateist” olarak doldurmuşum. Bu ateist dua etmeye başlıyor. Kendim için, ailem için, ülkem için, insanlık için dua etmeye, Allah’a yakarmaya başlıyorum. Resulullah’ı (SAV) düşünüyorum; kendisi hakkında hiçbir şey bilmediğim Peygamberimiz… Ve bir gün yatağımın karşısındaki duvarda bir yakaza hâlinde çarmıha gerili İsa figürü peyda oluyor. Çocukluğumda gittiğim kiliselerde beni boğan figür karşımda. Akabinde Efendimiz Sallalahu Aleyhi ve Sellem geliyor, onu çarmıhtan indiriyor, kollarına alıp uzaklaşıyor… Bu tecrübenin çocukluğumda kaybettiğim, ileri yaşlarda aramadığım “kendimi” bulmanın işareti olduğunu anlıyorum. Hayata yeniden başlıyorum…
julio cortazar, derin derin senin derin.
her sevişme anısı kendi madeleine'lerini tutar içinde ve nerede olursan ol bilmeni isterim ki, benim madeleine'im de beni o gecenin olgunluğuna, senin derin derin derinin ışıltılı ânına alıp götüren altın sarısı bir tütün kokusu. insanın içine çektiği, boğazını zımparalayan duman değil de, piponun parmaklar üzerinde bıraktığı, belli bir
Yarı Felç Geçirip Yaşama Gücüyle Dirilen Haendel’in Yeniden Çöküşü
Daha 1740’ta Haendel, kendini yine yenilgiye uğramış, yıkılmış bir adam olarak görmekte, eski ününden geriye sadece kül ve moloz kaldığını düşünmektedir. Eski eserlerinden bazı parçalar derlemesi bile büyük çabalara mal olmaktadır, zaman zaman da küçük çapta bir şeyler üretir. Ama o güçlü akış kesilmiştir, sağlığına tekrar kavuşan bedenindeki o müthiş güç tükenmiştir, o dev gibi adam kendini ilk kez yorgun hissetmektedir, o muhteşem savaşçı ilk kez yenik düşmüştür, ilk kez tükenmiştir. Bir kez daha, bir kez daha her şeyi yitirmiştir. Büyük bir ümitsizlik içindeki Haendel artık her şeyin sonunun geldiğine inanmaktadır. İnsanlar beni yeniden görmeyeceklerdiyse Tanrı beni niçin yeniden diriltti o zaman, diye yakınır. Bu soğuk ve bomboş dünyada kendi kendisinin gölgesi gibi sürünmektense ölmek daha iyi değil midir? Bazen çok öfkelendiği zamanlarda, çarmıha gerilmiş olanın sözcüklerini yineler: “Tanrım, ah Tanrım, beni niçin terk ettin?”
İnsanları değil onların kötülüğünü yani bilgisizliğini terk etmek bu aşamada atacağımız en büyük adım olacaktır. Bilgisizlik terk etmenin en mükemmel çözümü ise Platon’un hayatı boyunca uyguladığı ve bizden de yapmamızı istediği, insanın içindeki doğruyu açığa çıkarma sürecine yani eğitilmesine yardımcı olmaktır. İsa’nın çarmıha gerili haldeyken kendisine işkence edenler için af dilemesinin sebebi de budur. Onlar özünde kötü olduğu için değil, sadece içlerindeki iyinin bilgisine ulaşmamış oldukları için çarmıha germişlerdir İsa’yı. Eğer iyinin bilgisine sahip olsalardı içlerindeki kötünün bunu yapmasına da izin vermezlerdi. ‘Öğrenmek, eskiden bilinmiş bir şeyi yeniden hatırlamaktan başka bir şey değildir.‘
Reklam
139 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.