Temuçin’in büyükbabası Kabul Han ve babası Yesukai, zamanında, Moğol Yakkaları, Güney Gobi’de bir çeşit üstünlüğe sahip bulunuyorlardı. Moğol ırkından olmaktan faydalanarak Baykal Gölü’nün doğusuyla bugünkü Mançuri sınırı üzerinde Khingan diye anılan dağ sıralan arasındaki en iyi otlakları kendilerine mülk edinmişlerdi. Bu otlaklar Gobi’nin
AYDINLANMANIN ROMANI  "Genç Werther'in Acıları" Üzerine Birkaç Düşünce Goethe, 28 Ağustos 1999 günü 250 yaşında olurken, onun dünya çapındaki erken ününün ilk temel taşı olan "Genç Werther'in Acıları" romanının ilk basımının üzerinden de tam 225 yıl geçmiş bulunuyor. Goethe, romanını 1774 yılının Şubat-Mayıs ayları arasında
Reklam
Ey yurttaşım! Senin boynuna geçirilmek istenen esaret halkası ne bir gem, ne bir tasmadır. Boyunduruk altında olduğun hâlde, sen üşürken düşman ocakları için sana odunlar, sen açken düşman sofraları için sana buğdaylar taşıtacaklar. Gençleri kanda, tazeleri gözyaşında boğmak istiyorlar. Asırlardır, dinin, milletin aşkına başına yağan, sonu gelmez bir beladır... Yurdun nihayetsiz bir Kerbelâ'dır... Memleketin, içinde cenaze namazı kılınan, cenaze duası okunan bir mabet hâlini aldı. Ne yoncan, ne yongan kaldı. Bir Allah'ın, bir de Muhammed'in kaldı.
Sayfa 13 - Palet Yayınları
Logos
Herakleitos her şeyden önce bir Logos'a inanıyordu. Kitabının ilk tümcesi, bütün olup bitenlerin seyrini belirlediğini söylediği bu Logos'un doğru oldugunu ya da ger- çekten var olduğunu agırbaşlı bir tonda ortaya koyar. Gigon'un da ileri sürdüğü gibi Logos'tan aynı anlamda söz eden diger fragmanların da kitabın giriş bölümüne
Sayfa 426Kitabı okudu
Temuçin'in büyükbabası Kabul Han ve babası Yesukai, za­manında, Moğol Yakkaları, Güney Gobi'de bir çeşit üstünlüğe sahip bulunuyorlardı. Moğol ırkından olmaktan faydalanarak Baykal Gölü'nün doğusuyla bugünkü Mançurya sınırı üzerinde Khingan diye anılan dağ sıralan arasındaki en iyi otlakları ken­dilerine mülk edinmişlerdi. Bu otlaklar Gobi'nin yoğun kum yığınlarının kuzeyinde, Kerulen ve Onon derelerinin iki bereketli vadisinin arasındaydı. Tepeler çamlarla örtülmüş, av hayvanı çok ve geç eriyen karlar sayesinde su boldu. Bütün bu ayrıntılar, daha önce Moğolların hakimiyeti altın­da bulunan ve şimdiyse on üç yaşındaki genç Temuçin'in sahip olduklarını ele geçirmeye hazırlanan kabilelerce çok iyi bilin­mekteydi. Bu arazilerin göçebeler için ölçülmez bir değeri vardı: Kı­şın soğuğun şiddetli olmadığı bereketli çayırlar, yaşamak için bütün ihtiyaçlarını temin eden sürüler, yün örmek için kıl ve yurtları bağlamak için ip, okların ucu için kemik, eyerler için meşin, kımız torbaları ve heybeler. Temuçin'in kaçması daha akla yatkın bir ihtimaldi. Kendi­sini tehdit eden darbeyi karşılaması mümkün görünmüyordu. Ona haraç vermesi gerekenler kararsızdılar. Han' a mahsus hayvan vergisini bir çocuğa vermeye pek istekli değillerdi. As­lında bütün tepelere kademe kademe yayılmışlar, kendi sürüle­rini kurtlara ve ilkbahar başlangıçlarında sakınmanın mümkün olmadığı yağmacılara karşı bizzat kc'ıruyorlardı. Temuçin kaçmadı. Vakanüvisin naklettiğine göre, bir an, yurdunda yalnız başina ağladı.
Turan:Türk Yurtları
Ziya Bey ilâve etti: - Mefkûresi değişen bir milletin bütün kıymet hükümleri de beraberinde değişir. Bizim artık yeni bir hayatımız var. Mefkûremiz yeniymiş gibi görünüyorsa da esasen kadim bir mefkûredir. Biz bu mefkûreyi yeniden keşfettik. Biliniz bakalım bu yeni görüntülü kadim mefkûre nedir? Filibeli Refet. - Turan! dedi Oradakiler kâh yüksek sesle kâh fısıltıyla, kimisi Kırmızı Konak'ın tavanına bakıp oradan sonsuzluğa açılmak tutkusuyla, kimisi paramparça edilmiş Türk yurtlarının bütünlüğünün hayaliyle bir ağızdan “Turan!” dediler. Ziya Bey ise, “Yirminci asrı kendi şartlarının telakkisiyle anlayacağız, Turan'ı böyle kuracağız,” dedi. Mehmet Emin Bey onu onaylarcasına omzundan kavradı, “Turan vardır. Fikir halinde vardır. Coğrafya olarak vardır. Eksiğimiz, siyaseten yokluğudur."
Sayfa 82 - Ötüken Neşriyat
Reklam
35 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.