Her şeyi zihnime davet ederken, ben hiç bir yere ait değildim. Kaç uykusuz geceden arta kalanım ben; kaç denklemin bilinmeyeni, hatıralarımın bin parçaya bölüneni belki de...
Ahh! Gözlerimizin kenarındaki çizgiler...Zamanında tutmaya korktuğumuz yaslarımızın hüzünlü çizgileri midir acaba? Kim bilir? Kaç litre gözyaşımız vardı dökmeye kıyamadığımız.
İnsanın en kusurlu hali olmalı bu bakışlar. Tarafsız bir acı gibi ulu orta bir yanma. Önyargılı bir insan topluluğu çeker boynundaki ipi. Kirli ellerin izleri imza atar her bir ilmeğe. Sana, ne yaptıklarını asla bilmek istemezler. Çünkü normalleşmiş bir çirkinliğin kimliği, onların edinilmiş en yasal hakkıdır.
Kalp gözü ile bakmayı hiç öğrenmeden çekip giderler.
Bilmezler bir insanın yüreğinden gelen sesi dinlemeyi, bir çocuğun avuç içlerini öpmeyi, gönülden geleni gönüle buyur etmeyi. Epey hazin cümleler ile anılırlar ayrı ayrı öykülerde. Onlar toplumun en acı ana fikridir aslında.
İnsan insandan her şeyini çalabilen usta bir hırsızdır tam da.
Sonay Karasu
✔️Yırtık yazılardan kalan sızılar