Herkese merhaba, nasılsınız bakalım?
Benim Modern Klasikler Dizisi okumam çok keyifli ilerliyor. Bugün de dizinin 6. kitabı Vahşetin Çağrısı ile karşınızdayım.
Kuzey Kutbu’nun ayak basılmamış bölgelerinde yer alan altın madenlerini aramakla başlar her şey.
Buck, baba tarafından Sen Bernar anne tarafından da İskoç çoban köpeği karışımı bir köpektir. Yargıç Miller’in evinde saygın bir şekilde yaşamını sürdürürken evin bahçıvanı Manuel’in kumar hırsına kurban edilir. Manuel, Buck’ı altın madeni arayan bir kişiye kimselerin haberi olmadan satar.
Buck için kuzeye yolculuk başlamıştır artık…
Güçlü, kuvvetli yapısıyla kızak köpeği olarak yeni hayatına başlar. Artık evcil olmak onu korumayacaktır her geçen gün bunun farkına daha çok varan Buck gittikçe daha da vahşileşecektir.
Buck için o kadar çok üzüldüm ki… Herkesi kendi sahipleri gibi görüyor, insanlara çabuk inanıyordu. İnsanların kötülükleri, hırsları ile yüzleşince ise farklı bir hayatın içinde olduğunu daha çok kavrıyordu. Kimi zaman en iyisi olmak için çabalıyor, kimi zaman da bir parça ekmek için mücadele ediyordu. Buck hızlı bir şekilde değişime ayak uydurdu.
Siz de Buck’ın serüvenini merak ediyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.
#alıntı
Buck, ipi dingin bir asaletle kabul etti. Elbette hiç alışık olmadığı bir şeydi bu. Ama tanıdığı insanlara güvenmeyi ve kendi bilgisinin ötesine geçen şeylerde onlara inanmayı öğrenmişti.
José Saramago usta gibi Clarice Lispector de kendine has noktalama işaretlerinin ve imla seçiminin değiştirilmemesini istemiş. Kitabı okurken bu ricanın nedenini anlıyoruz. Bu, deneysel bir kitap. Her şeyiyle kendine has. Yazar bunu “Sadece tek bir noktalama yoluyla