Kitap, bilim ile din-bilimin yüzyıllardır süren savaşında bilimin süreç içerisinde nasıl güç kazandığını göstermesine karşın din-bilimin süreç içerisinde nasıl 'kılıf uydurduğunu' ve her dönemde nasıl var kalacağını gösteriyor.
Oldukça anlaşılır bir sadelikte yazılan kitap, her kitle tarafından anlaşılabilir nitelikte ve (en beğendiğim özelliklerinden biri) geniş açıdan tarihsel bir perspektifte çatışmaya serimliyor.
Kitabı okurken hayret ettiğim kısımlar epey fazlaydı, insanların cahillik sarhoşluğuyla kabul ettiği dogmalardan ne gibi sorunlar çıkaracağını tahmin bile edememişim bu zamana dek; kitap bana insanların cahilliğini hafife aldığımı gösterdi açıkça.
Son bir husus daha var; bilim insanlarının din-bilime karşı tutumları ve din-bilimin gücü karşısında aldıkları pozisyon. Kimi bilim insanları üzerlerine verilen suçları giymiş ve alnının akıyla vahşete boyun eğmiş (Örn: Bruno); kimileri de oyunu kurallarına göre oynamış ve vahşice katledilmekten kurtulmuş, oto-sansür uygulayarak (Örn: Galileo).
Peki siz bilim insanı olsaydınız suçlamalar ve tehditler karşısında ne yapardınız?