Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Sergüzeşt
Yazar yaşadığı dönemin insanların parayla satılıp , kölelerin yaşadığı zorlukları , cariye adı altında insanların özellikle kız çocuklarının hırpalandığı , hor görüldüğü, degersizleştirildiği durumu kurgusal olarak konu almış.
Bu eserde Dilber 'in hayatına ortak oluyoruz. Onun küçük yaşta başlayan hüzünlü hayatı ve şanssızlığı okurken yüreğinize dokunacak türden .
9 yaşında Kafkasya'dan kaçırılan Dilber İstanbul'da belli miktar karşılığı zengin ailelere satılmaya başlıyor. İlk aile onu hor görüp , türlü işkencelere maruz bırakıyor. Büyüdükçe güzelleşen Dilber kaçsa da ölmek istese de halayık kaderinden kaçmıyor.
Miktarı artırarak satıldığı bir aile de ressam yeteneği olan Celal , Dilber'i model olarak kullanıyor. Dilber'in aşkı karşılık görse de kaderi halayık olduğu için Celal'le birleşmelerine engel olunuyor . Başka başka diyarlara göçüp sürüklenmeye devam ediyor.
Karşısına iyi niyetli biri çıkmasına rağmen buruk aşkı ve özgürlüğü tadamayan Dilber artık yaşayamaz duruma geliyor .
Toplumsal sınıflandırma, hiyerarşik yönetim , kölelere azap , ızdırap Dilber üzerinden bu eserde anlatılıyor. Yazarın ilk okuduğum Türk klasiklerinden olan bu eseri okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim.
Özet : Vazgeçmek Bir Özgürleşmedir
Roman, Johann ve Adele Veraguth'un yaşamına odaklanmıştır. Veraguth aile üyelerinin artık birbirleri ile olan sevgi ve muhabbet ilişkisi sönmüş, bunun yerine icap eden'in yapıldığı bir hal ile devam etmektedir. Bu durum büyük oğulları Albert'in kendilerinden uzak bir yerde yaşamasına neden olmuştur; küçük oğul Pierre ise ailedeki
Eşsiz bir hikaye
Tarihten esinlenilmiş, tarih kokan kitaplardan hoşlanıyorsanız bu kitap tam size göre.
Kitapta neler yok ki, aşk, tarih, sanat, sanat tarihi, araştırma, dedektif, kandırmaca, gizem, bağlılık, özlem, vicdan azabı, adanmışlık...
Bir saat ustasına aşık olup bulunduğu konumdan vazgeçen bir kadının kızı Birdie Bell. Ve bu onun hazin hikayesi. Küçük Birdie'nin annesi aşkı uğruna ailesinden ve konumundan vazgeçtikten sonra maalesef kısa bir zaman sonra ölüyor. Bunalıma giren saat ustası ise dibe batıyor. Her bakımdan. Kurtuluşu Amerika'ya gitmekte görüyor. Onun bu dibe batışının sebebi ise kötü arkadaşı. Babası onu bir kadının yanına bırakıp Amerika'ya gidiyor ve işlerini düzeltince kızının yanına alacağını bildiren bir mektup bırakıyor. (Kızını asla yanına almıyor. Ben saat ustasına çok kızmıştım ama gerçek başkaymış. Üzdü...) Sonuç olarak küçük Birdie bir yankesici oluyor. Çünkü o şekilde yetiştiriliyor.
Yolu bir gün Ressam Edward ile kesişiyor ve birbirlerine aşık oluyorlar.
Edward, bir gece kurtulmasına sebep olan bir malikaneye sığınıyor ve sonrasında onu satın alıyor. Yaşanan tüm olaylar bu malikanede gerçekleşiyor. Olaylar gerçekleştikten sonra bile malikanede kalanlar o malikane ile olan bağlarından kopamıyorlar.
Çok beğendiğim bir kitap oldu. Bir çok alıntı ekledim. Yazarın duygu ve durumlar için çok "tam isabet" cümleleri var. Okuması çok keyifliydi.
207 syf.
·
Puan vermedi
"Mustafa Kutlu'nun 'Nur' kitabı, sade ve etkileyici bir üslupla yazılmıştır. Kitap, insanın iç dünyasına odaklanır ve derin düşüncelere yol açar. Karakterlerin duygusal zenginliği ve olay örgüsüyle okuyucuyu içine çeker.
Nur Ne Anlatıyor?
Bir hakikat yolculuğu olarak tanımlanabilecek olan hikâyede, Genç bir mimar olan
Merhaba,
Nisan ayında Karl Ove Knausgaard’ın Mevsimler Ansiklopedisi serisinin üçüncü kitabı olan “İlkbahar” kitabını okudum.
Aslında seri halinde okumak isteyenler sırasına göre de okuyabilir ama ben mevsimlere göre okumak istedim. İlkbaharda olduğumuz için “İlkbahar” kitabını okudum. Yazın “Yaz” kitabını, sonbaharda “Sonbahar” kitabını ve kışın da “Kış” kitabını okumayı düşünüyorum.
Kitabın konusuna gelince, daha önce okuyanlar bilir ki Karl Ove, “Kavgam” serisi gibi genellikle kendi hayatını yazan bir yazardır. Yeni doğan kızı için güneşin doğuşundan batışına kadar geçen süreyi yazıyor. Karl Ove küçük kızının doğumunu ve gün içinde yaşananları o kadar güzel anlatmış ki bu kadar kısa bir kitapta sizi derinden etkiliyor. Okuduğunuzda göreceksiniz ki Karl Ove gerçekten bir baba ile kızı arasındaki duyguyu çok iyi anlatmış.
Kitapta zaten bir babanın neler yapması gerektiğini ve babaya özellikle kız çocuklarının ne kadar düşkün olduğunu biliyoruz. Henüz üç aylıkken onunla geçirdiği zamanı da annesinin hastanede yattığı süreyi de okuyoruz. Karl Ove bu kitabını kızına yazmış ve onu ne kadar çok sevdiğini anlatmış. Günlük hayatın şiirsel anlatımı çok güzeldi.
Kitaptaki ressam Anna Bjerger’in çizimler de yer alıyor. Bu kitaptan sonra yazarın diğer kitaplarını da okuyacağım. Çok merak ettiğim ama henüz okumadığım “Kavgam” serisini çok okumak istiyorum.
#ilkbahar #karloveknausgaard #monoklkitap
Amyas Crale genç, yakışıklı ve ünlü bir ressam. Çapkın Amyas, nedensiz şekilde öldürülür. Çözülemeyen pek çok şüpheli soru vardır ve kıskanç eşi katil olarak belirlenir. Yıllar sonra ressamın kızı gerçekleri öğrenmek için Poirot'a başvurur. Amaç annesinin masumiyetini ispatlamaktır.
En sevdiğim yazarlardan olan Agatha Christie için her övgü az bence. Hayatın dertlerinden koşturmacadan kaçıp kafa dağıtmak dinlenmek için sığındığım nadir yazarlardan. Bir kitabı bitince hemen diğerine başlıyorum. Yine harikaydı.
Keyifli okumalar herkese
𝒜ğ𝒶𝒷𝑒𝓎𝒾𝓃𝑒 Ç𝒾ç𝑒𝓀 𝒯𝒶şı𝓎𝒶𝓃 𝒦ı𝓏- 𝒩𝒶𝓉𝓈𝓊𝓀𝒾 İ𝓀𝑒𝓏𝒶𝓌𝒶
İꪀᥴꫀꪶꫀꪑꫀ
Kitapta bir erkek ve kız kardeş olan iki anlatıcı kahraman vardır. Tetsuro (erkek) ve Kaoru (kız kardeş).
Ailesinin beklentilerine uymayan Tetsuro, üniversiteye gitmek yerine ressam olmayı tercih eder. İlginç bir yaşam tarzı olan karakter her yılın büyük bölümünü
Seni Kim Öldürdü Virginia?
Bir yazarın dünyasına girebilmek, onun gördüklerini tam anlamıyla görebilmek hiçbir zaman mümkün değildir. Bu gerçek, bir insanın karşısındaki kişiyi tüm çıplaklığı ile göremeyeceği kadar ortadadır. Deneyimlerimiz gösteriyor ki, şu an düşündüğümüz veya hissettiğimiz bir duruma yıllar sonra aynı gözle bakmak mümkün olmayacaktır çünkü o durumu
Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelosun başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelosun çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zezenin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.
Aydın Emeçin, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalının başkahramanı Zezenin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.
Muallim Naci (1850-1893); küçük yaşlarda şiir yazmaya başlar, daha sonra gazeteler de yazıları yayınlanır. 1883 yılında Ahmet Mithat Efendi'nin çıkardığı Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat bölümünü yönetmeye başlar. Ve bu sıralarda Ahmet Mithat Efendi'nin kızı Mediha Hanım ile evlenir. Muallim Naci annesinin 1892 yılında ölümünden
