Kendi milletinin değerlerini, kendi milletine olan katıksız sevgisini, kültürünü ve aidiyetini faşistlik ırkçılık ve şerefsizlik yapmadan anlatabilen yegane yazardır Aytmatov. Düşünün ki bir insan millet sevgisiyle milletinin kültürüyle o kadar dolu ki, yazdığı her şeyde onun o güzel naifliğini merhametini ve çelik şefkatini görmek mümkündür.
Öyküde samimiyet ve sıcaklık konusunda benim ilk sıramı daima meşgul edecek insan Aytmatovdur. İkinci sırada ise Stefan Zweig.
İki güzel, iki sıcak iki dolu dolu öyküsüyle bu kitapta karşımıza çıkan yazarın diline üslubuna ve akıcılığına hayran olmamak elde değil.
Kızıl Elma deyince akla ilk gelen kafatasçı milliyetçilerin argumanı olsa da öyle değil aslında. Kızıl Elma bir aile dramının hikayesi. Oğulla Görüşme ise ayrı bir kulvar. Askerde vatanı için savaşarak ölen oğlunun askere gidiş hikayesi.
Her iki öykü de aslında bir çok şey anlatır bize. Sadakati, sevmeyi, fedakarlığı ve aidiyeti. Aytmatov yine dimakta muhteşem bir tat bırakıyor.
Rahmetle, sevgiyle...