Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
·
Puan vermedi
Ben umudumu :
“ Her sabah daha iyi olacak diye kalkıp her gece daha beter yatarken kaybettim.
Yaşadığın coğrafya mı doğduğun ev mi kaderin… İkiside aslında.Peki insan evladına nasıl zulmeder.
Kahramanımız Dila.Dila’nın tek suçu kız çocuğu olarak dünyaya gelmek.Anne baba sevgisi görmemiş hor görülüp sürekli şiddete maruz kalmış.Tek isteği sevgi.Bir kaçış mı kaderin cilvesi mi bilinmez 17 yaşında yaptığı evlilik ile birlikte başlayan daha sancılı hayat yolculuğu.
Dila’nın yolu sayfa sayısı ile kısa,yaşanmışlıkları ile çook uzun bir hikaye.Bir yerlerde hala yaşanan ve bitmeyecek acı,mücadele okuyun derim kitap dostlarım.Kaleminize yüreğinize sağlık
Veeee Türkan Abla can kadın seni çok sevdim iyi ki dedim…
Bazı haklar helal edilmez…
Çünkü, yaşatılanları unutturmaya kimsenin gücü yetmez.
Daha ne kadar sabretmeliyim ? Daha ne kadar yaralanmalıyım? Yoruldum çok yoruldum. Ruhum bedenime ağır geliyor.
Hayatında yaşadığın hiçbir kötülüğü unutamazsın bu kesin . Fakat affedip yoluna devam edebilirsin.
Yaşadığın acıların hiçbirini hayatından silip atmamız mümkün değil ama acılarından ders alarak bundan sonraki hayatını güzelleştirebilmek mümkün .
Bazı acıları anlatmak için o acının içinden geçmek gerekir .
Fikirler Romanı
Laszlo Krasznahorkai’nin “kıyamet güldürüsü” olarak nitelendirdiği bu karnavalesk şiddet patlaması, bence tam anlamıyla huzursuz edici bir “fikirler romanı”. Bu fikirleri 4 karakterin dünya görüşleri üzerinden anlamlandırıyoruz. Bu karakterler Bay ve Bayan Ezster, Valuska ve Pflaum Hanım.
---spoiler---
Kitap Macaristan’ın soğuk kasabasına gelmek
#kaderincilvesi Salah Efendi, uzun yıllar geniş ailesiyle birlikte namuslu bir şekilde hayat sürmüş bir adamdır. Fakat yılların geçmesiyle, düzenin bozulmasıyla onlarında özelikle ekonomik olarak düzenleri sarsılır. Satarlar, savarlar ama ellerinde iki katlı bir evden başkası kalmaz. Başlarda evi kiralayıp geçinmeye çalışırlar ama kira alamadıkları için zar zor evlerinden çıkarıp bu seferde oda oda kiralamayı tercih ederler. Ne yazık ki bu şekilde de aldıkları (gerçekte alamadıkları kiralar yüzünden) geçim zorlukları had safhalara çıkar. Günün birinde Salah Efendi, Şemi isminde bir adamla tanışır ve kendisine içinde bulunduğu zor zamanlardan dert yanar. Şemi Bey, tereddütsüz evini kiralama ister ve oracıkta üç aylık peşinat vererek sözle sözleşme yapıp yakın zamanda eve geleceğini söylerek oradan uzaklaşır. Lâkin Şemi Bey Salah Efendi'nin konağını orada kumar oynatmak ve gayri meşru ilişkilerin gizlice yaşanmasını sağlamak için tutar. Açlıktan ve yokluktan dolayı, ha birde eline bir çırpıda sayılan üç aylık kirayı gören Salah Bey, evde bulunan kendinden başka 7 nüfusu da düşünerek tüm bu ahlaksız saydığı uğraşların kendi damının altında yaşanmasına müsaade etmek zorunda kalır. Kitap muhteşem ötesi diyebilirim #hüseyinrahmigürpınar öyle bir roman yazmış ki hayran kalmamak elde değil #okuyunpişmanolmazsınız
·
Puan vermedi
NANA...
Parisin , aristokrasinin , burjuvazinin maskesini bir hayat kadınının yaşamıyla düşüren , maskenin altındaki çürüşmüslüğü , iki yüzlülüğü , ahlaksızlığı, ahlakın ahkamini kesenlerin çirkin yüzlerini, kirli çamaşırlarını adeta orta yere fırlatan ZOLA, edebiyatta bir kevaşe kadınınin Paris mitini yaratmıştır adeta.
Meyhane adlı romanının devamı niteliğinde olsa da kitap, birbirinden tamamiyle ayrı konuları içermesiyle birer ayrı yapıt denilebilir . Ama Nana'nın çocukluğunu görmek için öncelikle Meyhane adlı eseri okumak gerekir . Hatta Zola'nin baş yapıtı olan Germinal adlı eserinin baş kahramanı Etienne'nin de çocukluğunu yine Meyhane adlı romanda görmekteyiz .
Nana zorluklarla büyümüş ayakta kalabilmek ve hatta lüks içinde yaşamak için bile isteğe bu karanlık hayatı seçmiştir ve hayatından sayisiz erkekler geçmiştir . Ve bu erkekler her daim zengin ve aristokrat kişilikler olsa da sonları hemen hazinle bitmiştir. Çünkü Nana birlikte olduğu erkeklerin milyonluk servetlerini sıfıra indirmiştir . Uğruna ölen intihar eden erkekler olmuş ama o kendini asla hatalı görmemiş erkekleri suçlamıştır.
Ve Nana aynı zamanda acılı bir annedir . Çocuğunu çiçek hastaligindan kaybeden Nana kaderin bir cilvesi ki çocuğundan kaptığı çiçek hastaligindan ötürü acılar içinde ölecektir . Zamamsiz ölümü herkese adeta şoke ederken kimi leri gerçekten üzülürken kimileri sadece uzulmeyi oynayacaktır.
Evet NANA....
Parisli bir yosmanin hazin hikayesi.
İyi okumalar :)
Halikarnas Balıkcısı
Kendimi iyi bir okur,çok okuyan birisi gibi görmeme rağmen adını çok duyduğum halde Halikarnas Balıkcısını ilk kez okudum.
Beni derinden etkiledi,hakkında araştırma yaptım.Konu hakkında çok fazla yazılıp cizilmese de babasını öldürüp hapis yatmış... Dönemine göre hatta şu andaki döneme göre bile çok iyi eğitim almış,kendini siyasetin dışında tutmaya calışsa da idamla yargılanmaktan kaçamamış ve kaderin cilvesi yolunu Bodrum'a düşürmüş.
Anlattığı yöreyi çok iyi bilen birisiyim kayıp bir cenneti anlatıyor,herşeyi bırakıp oralara gitmek istiyor insan. Anlattığı yerler şimdi yok edilmiş, talan edilmiş,kaybolmuş arkasından ahlayıp vahlayacak birşey bile kalmamış,insan bu dünyanın kanseri varliğımızın sebebi güzel olan herşeyi yok etmek sanki.
Mutlaka okuyun okutun,harika bir anlatı iyi edebiyat.Ellerine sağlık.En azından gelecek kuşaklar bu ülkede böylesi güzelliklerin var olduğunu satırlarda dahi olsa bilecekler
Hayatımıza dolaylı yoldan veya direkt giren insanlar mevcuttur. Direkt giren kişiler hakkında az veya çok bilgimiz olur, dolaylı yoldan bizim hayatımıza dokunan ve bu dokunuşun bizlere etkisini hissetmek aslında bakmak ve görmek arasındaki ince çizgi gibidir. Sokakta karşılaştığımız bir kişinin söylediği bir söz bile hayatımızın akışını etkiler.
Selamlar, hafta sonumun eşlikçisi kitabım, kırılan gözlüğümden sebep yarıda kaldığından bitirmesi ve yorumu da bugüne kaldı maalesef.. Aslında tam ısınmaya başlamıştım romanıma ve okuyamamak beni delirtti resmen..
Neyse, şimdi kapağını kapattığım an aklıma üşüşen düşüncelerde boğulmadan birkaç satır bırakmalıyım hemen…
Smallways ailesinin en
Canım kalemine bayıldığım Livaneli ilk defa hüzünlenmedim daha doğrusu bu defa mutlu bir hüzün kapladı içimi.. Meryem, Cemal, Prof. İrfan. Yollarının kesişme ihtimali olmayan çok farklı, zıt kutuplar.. Ama kaderin cilvesi onları Egenin küçücük bir kasabasında buluşturuyor. 3 farklı karakter üzerinden bence Türkiyenin birçok paradoksunu anlatıyor.
Van ın ücra kasabasında amcasının tecavüzüne uğrayan 17 yaşındaki zeki kız çocuğu;
Bu zavallı kızın infazını uygulamakla görevlendirilen Komando askerlik yapmış kuzeni;
İstanbulun elit ama yapmacık hayatından bıkıp kaçan Prof. İrfan..
Ölümden kaçan, ölüme götüren, kendinden kaçan ve hayatları birbiriyle kesişen 3 insan..
Yine enfes, mükemmel bir Livaneli
Hemen hemen bütün eserlerini okuduğum, kalemini çokta beğendiğim bir yazar olan Jack London :)
Martin Eden
Martin ailesi ve çevresi ile bulunduğu kentin işçi sınıfına ait bir insandır.. çocukluğundan itibaren çalışmak ve hayatını kazanmak zorundadır.. işçi sınıfının içinde iken de her zaman okumayı ve öğrenmeyi tutkuyla seven Martin, gerek
