Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali’nin bende üç eserinin yeri ayrı olacak, bunlar Kürt mantolu madonna , içimizdeki şeytan ve kuyucaklı Yusuf hepsi de okunmaya değer eserler. Gelelim eserimize,
Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanı diye yorumlanmış. Bende bu yoruma katıyorum. Yazarımız çok derine inmese de 1900 lü yılların taşralarını o dönemin bulunduğu sosyal ve ekonomik durumları sınıf farkını da romanına bir güzel yerleştirmiş. Yusuf kim mi ? bir anda yetim ve öksüz kalan kendini bir anda evlatlık olarak bulan yerinden yurdundan ayrılan 9 yaşında bir çoçuk. Hayat ona başından sonuna kadar farklı yollar sunacak hep başkalarının emri altında yaşayacak kendini ve ne istediğini bilmeden, kayıplar verecek. Susacak çok kendini anlatamayacak. Romanın sonuna geldiğiniz de suçlu kim diye sorunca kendinize, kişilerden ziyade dönemin ekonomik ve toplumsal gücünü elinde bulunduranlar diye biliriz. Daha açık dille parası olanın sözü geçer. Güçü yeter diyebiliriz. (Cahilleri ise elinde oynatmak daha kolaydır).Her durumda olan en masumuna olmaz mı zaten ben bu kitapta çok fazla kişiler ve konu üzerinde detaylı bilgi vermek istemedim. Rica bir olaydan çok olayın sebepleri daha önemli değil mi . Çok hüzünlü bir kitap değildi. bana göre hatta içimde bir çünkü kızlıkta oldu. Kendimi şöyle sakinleştirdim. Acıyı öyle yada böyle yaşar insan. Ne karar verirse versin. diğerinin pişmanlığı olacaktır. Bur da yapabileceğin tek şey kendi acını seçebiliyor olman. Keyifli okumalar dilerim tabi ki de okuyun