192 syf.
7/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Huylu huyundan vazgeçer mi? Vallahi Can vazgeçmedi. Başarılı bir savaş muhabiri iken her şeyi elinin tersiyle itip memleketine annesinin yanına yerleşti Can. Aslında babasının ölümüydü onu geri getiren. Ama hani vardır ya hepimizin küçük bir kasabaya yerleşip ufak bir dükkan açıp, azıcık aşım kaygısız başım modunda yaşantımıza devam etme
Sıradışı
SıradışıOgün Can · 40 Kitap · 202393 okunma
228 syf.
·
Puan vermedi
İki İstanbul aslında yaşayanlar bilir ancak. Biri istanbul’un altında , diğeri İstanbul’un üstünde yaşar. İstanbul’un altında yaşayanlar samimidir, olmak zorundadır.Gördükleri şiddeti hafifletmek için düşlere dalarlar.. Bazen yukarıdaki eski yaşamlarını , bazen de mış gibi yaparak gözleri kapalı yaşayarak hayallerini. İstanbul’un altına tıkılan 4 devrimcilerdir ( ki değiller ) onlar. Yukarıdakilerden bahsedilmemiştir. Bu dört erkek karakter hikayelerini anlatırken bir araya nasıl geldikleri ortaya çıkıyor. Akıcı bir dille yazılan kitaptan sıkılmak mümkün değil. Çünkü akıcı dille sayesinde tüm zıtlıklar bir arada , yqn yana , ard arda sıralanıyor : iyi-kötü , yerin altı- yerin üstü, gece-gündüz, soğuk-sıcak, var - yok, doğru-yanlış … İyi olan ,güzel olan ,temiz olan, sıcak olan vb hep İstanbul’un üstünde yaşayanlara nasip olurken ; kötü, çirkin, pis , soğuk da yerin altında yaşayanlara kalmış. Karakterlerin anlattığı hikayelerle, alttan altan da insan ve idealize ettikleri fikirlerini , yerin altında geçen/ geçmeyen zaman sorgulamalarını, insanın insanla , insanın tanrıyla ilişkisini sorgulatıyor okuyucuya. Daha fazla okuyucunun okuması ümidiyle !
İstanbul İstanbul
İstanbul İstanbulBurhan Sönmez · İletişim Yayınları · 2019979 okunma
Reklam
123 syf.
6/10 puan verdi
Labirent
Burhan Sönmez
Burhan Sönmez
'den okudugum beşinci kitap külliyat henüz bitmişken yeni bir kitabın satışa çıkarıldığını öğrenmek güzel oldu(Duymayanlar için kitabın ismi Franz K ve Aşıkları). Gelelim bu kitaba Istanbul'da yaşayan yakışıklı, yalnız bir Blues müzisyeni bir gün boğaz köprüsünden atlayarak intihar eder. Üzerinde bulunan mont paraşüt etkisi yaptığı için sadece birkaç kaburga kırığı ile kurtulur, yalnız bir problem vardır hafıza kaybı. Hem yakın hem eski geçmişi tamamen unutan Boratin, arkadaşları ve ablası aracılığıyla geçmişini hatırlamaya çalışır. Boğaz köprüsünden atlayıp da hayatta kaldığı için şanslı mıdır? Yoksa hafızasını kaybettiği için şanssız mı? Belki de hayatta kaldığı için şanssız, belleğini yitirdiği için şanslıdır. Sayfa 29'da belirttiği gibi " Herkes elinden geldiğince geçmişsiz yaşamaya çalışıyor zaten, dünleri yok sadece bugüne ait gibi yaşıyorlar." Yoksa tam tersi mi doğru? Antika kitapların pahalı olduğu gibi bugünümüz dünden daha mı değersiz? Yazar geçmişini ararken bu ikileme çok düşer. Acaba geçmişini öğrenirse veya hafızası eski haline gelirse bu dünyadan kopup yine intihar etmek isteyecek midir? Tekrar suya atlayarak anne rahmine dönme, yüksekten atlayarak yaratma arzusuna yenik düşecek midir? Yoksa bir saat gibi mı davranmalı, anın keyfini çıkarıp geçmişi ve geleceği düşünmemeyi öğrenmeli midir? Geçmişi unutan insan geçmişin günahlarından sorumlu mudur? Modern çağda geçmiş gelecek ve bellek bunalımlarina değinen yazarın diğer kitaplarına görece daha az başarılı bulduğum kitabı oldu. Herkese keyifli okumalar..
Labirent
LabirentBurhan Sönmez · İletişim Yayınevi · 2018689 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Edip Cansever (1928–1986) İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra girdiği Yüksek Ticaret Okulu’ndaki öğrenimini yarıda bırakarak babasının Kapalıçarşı’daki dükkânında ticarete başladı ve 1976 yılına kadar anti­kacılık yaptı. Turgut Uyar ve Cemal Süreya ile birlikte “İkinci Yeni”nin öncü şa­irleri arasında anılan
Çağrılmayan Yakup
Çağrılmayan YakupEdip Cansever · Yapı Kredi Yayınları · 2018649 okunma
414 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
FAY KIRIĞI- 1 MEHMET FAY KIRIĞI- 2 EMİNE FAY KIRIĞI- 3 ROJİN 9.75 SANTİMETREKARE YARIM KALAN YÜRÜYÜŞ KUSMA KULÜBÜ ISSIZLIĞIN ORTASI DÜŞ KIRGINLARI ADINI UNUTAN ADAM Ve son olarak YÜZ ; 1981 Kitap bitene kadar adını öğrenemediğimiz baş karakterimizin 1981 de yaşananların üzerindeki etkileri ve bu etkilere karşı ne yapıp yapmadığının üzerine yoğunlaşıyor. Birçok karakter var fakat hiçbiri kendini unutturmuyor. Derinlemesine anlatılıyor her binin hikayesi. Her birinin hikayesi de yürek burkan cinsten. Karakterimizin başka kişilerin hayatlarına değmesi, onlarla olan ilişkisinin sürprizlerle sonuçlanması, ve karşısına çıkan yeni kişiler. Çok güzel bir kurgu. Sonuna kadar merakınız giderilmeyecek. Yazarın en çok beğendiğim yanı, cümleleri. Yüz cümle varsa bunların doksan tanesi betimleme şeklinde. İnsan okurken bu cümleler insanın aklına nasıl gelir, hangi psikoloji ile yazılır dedirten cinsten. Tabi ki tavsiye ediyorum. Daha yazar ile tanışmayan varsa 9.75 SANTİMETREKARE adındaki eseri ile başlanabilir diyorum. Aha da dedim. Sonunda dedirttiniz ha Şu cümleye bakar mısın? "Suçsuzdum, tıpkı sizler gibi. Suçluysam bile, unutmayın, en çok sizinki kadardır bu." Baktın mı?
Yüz: 1981
Yüz: 1981Mehmet Eroğlu · İletişim Yayıncılık · 2015135 okunma
255 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Tren Burdan Geçmiyor, gazetecilik değerlerinin yitişini ve gazeteci Nüzhet Fermanlı’nın bu değişim karşısında benliğini korumak için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Nüzhet Fermanlı, zamanın adiliği karşısında kendini korumaya çalışıyor. Esen rüzgâra ayak uydurmaktansa üşümeye razı bir eski zaman insanı. Yalakalar güruhuna girmektense azla yetinip
Tren Burdan Geçmiyor
Tren Burdan GeçmiyorSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 201473 okunma
Reklam
31 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.