İlk bakışta çocuk kitabı olarak gözüken ama her hikayeyi okudukça bundan daha fazlası olduğunu gördüğüm bir kitap. Elbette her kitap böyledir, gizli mesajlar içerir ama çocuk kitabı gibi gözüküp bunu yapmaz. İsterseniz masal kitabı olarak düşünün, isterseniz günlük okunabilecek herhangi bir hikaye kitabı ama Oscar Wilde'ın etkileyici kalemi hemen sizi etkisine alacak ve ne olduğunu anlayamadan, kafanızda bir yandan her hikayenin mesajını anlarken, bit bakmışsınız ki kitap bitmiş ve siz ufak bir gülümsemeyle kitabı kapatmışsınız.
İlk hikaye olan ve kitaba da adını veren "Mutlu Prens" hikayesinde bir zamanlar ülkenin sevilen, alçakgönüllü ve halkını seven prensinin bir heykeli yapılır ve bu heykel hep fakir düşmüş halkını izler ve için için ağlar. Bir gün bir kırlangıç heykelin ayaklarının dibine yerleşir ve heykel de onun kendisi için değerli parçalarını halkına dağıtmasını, onları üzgün görmeye dayanamadığını söyler. Kılıçtaki yakut parça, safir gözler, inci vakarlar... Sondaki mesaj ise, sen kendini ne kadar paralasan da sevdiklerin için, onlar senin sadece en sonki haline bakar ve yaptığın fedakarlıklara bakmazlar. Elinde kalansa onarılamaz kırık bir kalptir. Benim en sevdiğim ve bana en çok dokunan hikaye şahsen buydu.
Her hikayesinde toplumu eleştiren, bir yandan masumiyet ve saflığın güzelliğinin anlatıldığı bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim.