MİSAFİR Nermin Yıldırım’dan okuduğum ilk kitap. Eminim ki son kitap olmayacak. Yazarın kalemine bayıldım :) Kitap hastalarına misafir, hemşirelerine abla denilen bir akıl hastanesinde (ev) geçiyor. Bu evdeki misafir Esra’nın geçmişini hatırlamaya çalışması ve abla Rikkat’in geçmişi ile yüzleşmesi iki karakterin ağzından anlatılıyor. Bazen bu iki karakterin yolları kesişiyor, olayları her ikisinin bakış açısından da görmüş oluyoruz. Kitapta kendimi bulduğum, okurken
altını çizdiğim o kadar güzel cümleler oldu ki...
işte onlardan bazıları:
“ Mutluluk dedikleri kuşun kanadı değil, bir anlık nefesidir, his bu histir, dem bu demdir.” Syf: 322
“İnsanın tutunacak dalı kalmaması kötü ama bir gün bir yere tutunabileceğine dair umuda benzer hayaller kuramaması daha kötü. Umut zıkkımsa, umutsuzluk zıkkımın kökü. “ Syf: 248
“Tokluğa alışanın açlıkta daha çabuk hastalanması gibi bir şey sonuçta, sevilmeye alışanın sevgisiz kalınca daha feci hırpalanması
.” Syf:248