Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kalem bitti yarım kaldı hikaye düzce'deyim öğretmenler evi'nde fakiri düzce'de düğün salonunda tiyatro oynamaya alıştıran beşir'in ruhu şad olsun tonguç'un arkadaşı mansur ve ekibiyle rakı muhabbeti sevdim lan ben bu düzce'yi felek bir gün salakken ikiyüzonbeşinci ve ikiyüzonaltıncı oyunlar matine suare izdiham otuziki diş sırıtıyor en önde avni akyol kasımın yedisi meğer yeşil şapkam çalınmış henüz farkında değilim yirmiiki gün sonra terakki vakfı salonunda farkedilecek olay ikiyüzonyedinciden itibaren şapkasız oynanır oyun şapkayı araklamış düzceli bir hayranım sabah erken döneceğiz istanbul'a oteller kitabı bu gece çıktı yarın imzalanacak tüyap kitap fuarında bir güzel meyve tabağı süit öğretmen odamda doğru bir yer de geçiyor gece bir öğretmen olarak gelmedim mi düzce'ye
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
Reklam
Cumhuriyet beşinci yılını doldururken, sanat dünyamıızn olağanüstü isimleri dünyaya gelmişti.... Yıldız Kenter, Haldun Dormen, Nisa Serezli, Selim Naşit Özcan, Altan Karındaş doğdu, La Diva Turca diye anılan, yüzyılın en önemli sopranolarından Leyla Gençer doğdu, Türk sinemasının efsaneleri Orhan Günşiray, Neriman Köksal, Erol Taş, Ayfer Feray, Feridun Karakaya doğdu, unutulmaz şarkıların bestekarı Avni Anıl, gelmiş geçmiş en ünlü baterist ve orkestra şefi Vasfi Uçaroğlu, radyo/televizyon duayeni Orhan Boran, heykeltıraş Kuzgun Acar, deklanşörlerin efendisi Ara Güler, karikatürle makale yazan karikatüristler Bedri Koraman ve Semih Balcıoğlu, öykü/roman yazarı Muzaffer Buyrukçu, şair Edip Cansever doğdu. Kısmet adındaki 10 metrelik yelkenlisiyle dünyayı dolaşacak olan denizcilerin denizcisi Sadun Boro, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın bakanı olacak Türkan Akyol doğdu.
Sayfa 134 - Sia kitapKitabı okudu
Esat Toptani Arnavutluk kralı olmak sevdasındaydı. Bunun için Sırplarla, Karadağlılarla, Fransızlarla çok düşüp kalkmış, pek çok entrika çevirmişti. Sonunda milliyetçi bir Arnavut öğrenci olan Avni Rüstemi 13 Haziran 1920 tarihinde Paris’te Hotel Continental önünde Esat Toptani’yi tabanca ateşiyle öldürdü. Bu suikastçı, Esat Toptani’nin Sırbistan’ın ve yeni kurulan Yugoslavya’nın bir kuklası olduğuna ve Arnavutluk’a ihanet ettiğine inanmıştı. Esat Toptani taraftarları, öldürülmesinden birkaç gün önce onu Paris’te Arnavutluk kralı ilan etmişlerdi. Esat Toptani’nin cenazesi Sırp askeri töreniyle Paris’teki Sırp Askeri Mezarlığı’na gömüldü.
Darbe hükümeti “Paramız yok okullara sahip çıkın” söylemi başlatıp devlet okullarına kaynak üretmek amacıyla Milli Eğitim Vakfı’nı kurmuştur. Bu vakıf, kuruluşunun üzerinden 10 yıl geçmeden, devlet okullarına katkı yapmak yerine, Köksal Toptan, Avni Akyol gibi 12 Eylül sonrasında eğitim bakanlığı yapmış bakanların adını taşıyan özel okullar açmaya başlamıştır.
Zekeriya Türkmen: 57. Piyade Alayı 19. Tümen'in Mustafa Kemal emrindeki alay komutanı olarak da Binbaşı Hüseyin Avni Bey vardır. Hüseyin Avni Bey ağustos muharebelerinde şehit olacaktır. 57. Piyade Alayı o ilk günkü harekât esnasında, Conk Bayırı Muharebeleri’nde büyük bir kahramanlık örneği sergileyerek düşmanın püskürtülmesinde en büyük pay sahibi olmuştur. Bu alay ile yapılan muharebeler esnasında 27. Alay'ın bir kısım birlikleri düşman karşısında tutunamayıp geri çekilirken Mustafa Kemal bunlara karşı gelmiş ve askerlere o tarihi emrini vermiştir. Askerler mermilerinin kalmadıklarını söylediği zaman süngünü tak, hücum emrini verecektir, “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum!” Mustafa Kemal'in bu sözü harp tarihimizde bir vecize olarak yerini almıştır.
Reklam
1980 sonrası eğitim bakanları...
Göreve getirilen Milli Eğitim bakanlarından sadece ikisinin eğitimci olması tesadüf degil, seçimdir. (Avni Akyol, Ziya Selçuk) Eğitim iktidarlarca eğitimcilere bırakılmayarak, kapsamındaki öncelikler ikinci plana atılmış ve değersizleştirilmiştir.
Sayfa 148 - Doğan KitapKitabı okudu
Hüseyin Avni: Müsaade buyurunuz efendim. Mustafa Kemal: Dur efendim, ne zır zır ediyorsunuz. H. Avni: Zır zır kelimesini kabul etmem. M. Kemal: Zır zır yapıyorsun ya. H. Avni: İstirham ediyorum Paşam, sözünüzü geri alınız. M. Kemal: Mahalle kahvesi midir burası? H. Avni: Milletin kabesidir. M. Kemal: Öyleyse riayet ve hürmet ediniz kabeye. H. Avni: Ben hürmetkarım.
Sayfa 185Kitabı okudu
Hüseyin Avni Bey:
Paşa hazretlerini severiz fakat emrimize (meclisin emrine) itaat etmezse parçalarız.
Sayfa 183Kitabı okudu
Meclis'te Lozan Kavgaları
Meclis'te kıymet kopuyor. Ali Şükrü Bey, Hüseyin Avni Bey, Selahattin Bey, Sırrı Bey çok sert eleştiriler yapıyorlar. (özellikle Musul olmak üzere, Karaağaç bölgesi, Boğazlar konularında) Muhalif İkinci Grub'a göre, Ali Şükrü Bey'in ifadesiyle "harp meydanlarında Mehmetçiğin kanıyla kazandığı zaferler, masada heba ediliyor"du!
Sayfa 378 - DKKitabı okudu