Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edep, her şeyi gereğince ve yerince yapmaktır. Bunun yolu da, bütün fikir ve fiillerde edep âbidesi, peygamberlerin imamı Resûlullah Efendimiz'e (s.a.v) uymaktır. Bütün Allah dostları, Hak yolunda ne elde etmiş iseler, sünnet edebine uyarak elde etmişlerdir.
Hak yolu ve manevi terbiye kalple başlar; çünkü kalp, içinde insanî sıfat ve marifetlerin toplandığı manevi bir cevher olup vücudun karar merkezidir. Kalbin kesin azim ve kararına niyet denir. Niyet işin evvelidir. Niyet, amelden hayırlıdır. Niyetle istenen, samimiyettir. Samimiyet, bütün hayırların anahtarıdır. Yüce Allah her işimizde kalbe ve kalpteki niyete bakar. Niyeti güzel olan güzel sonuç alır; kötü olan, yolda kalır.
Reklam
Hal ve gidişatı Kur'an ve Sünnet'e uymayan kimseyi terk etmelidir. Tehlikeden kurtulmanın en kolay yolu budur.
Hal ve gidişatı Kur'an ve Sünnet'e uymayan kimseyi terk etmelidir. Tehlikeden kurtulmanın en kolay yolu budur.
Sayfa 24 - Semerkand YayınlarıKitabı okuyor
Bismillahirrahmanirrahim Arifler o kimselerdir ki, Allah teâlâ kalplerini kendi zikriyle nurlandırmış, dillerini kendi şükrüyle konuşturmuş, vücut ve organlarını kendi hizmet ve ibadetiyle mamur ve zinde hâle getirmiştir.
144 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
"Arifler o kimselerdir ki, Allah teâlâ kalplerini kendi zikriyle nurlandırmış, dillerini kendi şükrüyle konuşturmuş, vücut ve organlarım kendi hizmet ve ibadetiyle mamur ve zinde hâle getirmiştir. Bu kitapta kısaca Allah'ın sevdiği ve Allah'ı seven insanların hayat felsefelerinin ne olduğuna değinilmiştir. Kalbin hallerinden başlayıp günlük rutinlerin, İslam şartlarının zahirde ve batında nasıl olması gerektiğini açıklayan tavsiyelerden bahsediyor kitap. İstifadeli okumalar.
Ariflerin Yolu
Ariflerin Yoluİmam Gazali · Hikmet Neşriyat · 2004115 okunma
Reklam
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
Vuslatın tatlılığını aklına getir ki, mücadelenin acılığı gitsin..
Arifler meclîsine varınca sordum; - Neden bâzen basit olduğunu zannettiğimiz bir günaha düşünce, hayatımızı tamamen değiştirir?.. « Her günah bir yaradır.. Ve nice yaralar vardır ki, kişiyi ölüme götürür.. Eğer kalbe dünyanın dertlerini ve ağırlıklarını yüklersen ve kalbinin gücü ve hayatı olan zikrinde ve ibâdetinde ihmâlkâr davranırsan, aynı
️Delîl ve kerâmetten söz eden birini görünce bilesin ki, onun yolu abdalların yoludur. ️Nîmet ve ihsânlardan söz eden birini görünce bilesin ki o da muhabbet ehlinin yolundadır. İkincisinin yolu birinciden üstündür. ️Zikirden bahseden ve anlattığı bu zikre bağlı kalan birini görünce de bilesin ki, onun yolu da ârifler yoludur. Onun derecesi ise bütün bu hâllerin hepsinden yukardadır. Yahya b. Muaz
Rilke’nin müslüman melekleri
Burada temel mesele bu yolu nasıl tarif edeceğimiz ve bu yolda nasıl yürüyeceğimiz meselesidir. Bu noktada din âlimleri, Arifler, hekimler ve bilginler devreye giriyor. Dini fıkha ,fıkhı da katı kurallara indirgemeden sevdirerek ve hikmetli anlatabilirsek fıtri, akli ve kalbi olarak insanlar kendilerini bu güzellikten mahrum etmezler. İşte o zaman iman lezzetli bir şey haline gelir. İnanç insanın fıtri tabiatının bir parçası olur ,üzerinde iğreti durmaz.
Reklam
ARİFLER ve YOL YÜRÜYENİNDİR...
Burada mesele; yürüyenin şuuru, yürüdüğü yolu ve varacağını bilenlerle, bilmeyenler farkında-Arif’le, arif olmayanlar… Arif olmayanlar, istikamet derdi olmayanlardır da…"
Sayfa 408 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Hz Mevlana ...
Hazret-i Mevlânâ Eğitim Vadisinde Henüz Otuz Küsür Yaşlarında İken Zâhiri Bilginin Zirvesine Yaklaşır. Alacağı Mesafe Neredeyse Kalmamış Gibidir. Tam O Sıralarda Karşısına Sır Dolu Esrarengiz bir Derviş Çıkar : Şems-i Tebrizî. Elini öpüp kaybolur. Daha sonra tekrar gelir ve öyle bir sual sorar ki, kitapların satırları cevaptan habersizdir.
İşte ârifler de böyledir. Onlar, bizi henüz hakikatiyle tanımadığımız, sadece sınırlı "ilgimiz" ve "bilgimiz" olan Allah'ı iyi tanıdıkları için O'ndan hakkıyle korkarlar. Rabbimizi tanıdıkları için bizi O'nunla tanıştırırlar. Kendileri tanımasalar nasıl tanıtacak, nasıl tanıştıracaklar? Mürşidler ile ilgili bazılarının sık sık ileri sürdüğü "Allah ile kul arasına girmek" lâkırdısının abesliği buradan bellidir. Tanımak kendi kabını aşıyorsa, tanıyandan tanıştırma talep etmek tabiidir. Daha iyi tanıyan, daha az tanıyana elbette rehberlik eder. İlim, sanat, hüner ehlinin yaptığı da budur. Mürşidlerin yaptığı da budur. Hatta bizim günlük hayatta yaptığımız da budur. Sürekli bazı tanıdıklarımızı başka tanıdıklarımızla tanıştırmaz mıyız? İnsanların takip ettiği parti, bilim dalı veya felsefe yolu liderleri de rehber edinilmiştir. Elbette hak yola götüren mürşidler de öyle... Onlar tanıdıkları Mevlâ'yı henüz iyi tanımayanlarla tanıştırırlar.
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.