Kin ve garaz üzerine kurulmuş bir dünyanın, kötülükleri emreden duyguların kirlettiği mantıkla varabilecek hiçbir asude sonun olmadığını sezecek ve yeniden yapacaktın kendini.
Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle.
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.
Istırabın, meşakkatin hatırası sevinçten ve rahattan çok fazla uzun, belki de unutulmaz bir şeydir. Saadete, refaha alışmayacak, bunları tabii görmeyecek insan yoktur. Halbuki, her canlı yaratık, ne kadar uzun sürerse sürsün, sıkıntı ve zorluklara karşı içinde isyan taşır. İnsan kulak sancısından, diş ağrısından, devam ettiği müddetçe, o kadar şiddetle haberdardır. Hatta, bu ıstıraplar maziye karıştıkları zaman bile arkada yara yerleri gibi sızlayan hatıralarını bırakırlar. Belki bunun için çocukluğu asude ve mesut geçen insanlar, çok zorlukla o, pek müstesna vaziyetler ve tecrübelerden sonra olgun ruhlara malik olabilirler.
Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle.
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.
YAHYA KEMAL BEYATLI
sonra; ben hâlen yaşıyorken
bir şarkı söylersin belki bana
güzel günlerden bahseden
aşk dökülür içime yaprak yaprak
gitarının efsunlu tellerinden
kahve de içeriz belki
denize kıyısı olan
asude bir hayâlden geçerken
bahar gelir erguvanlar çiçek açar
kim bilir. kim bilir olur da
gelirsin diye aniden
toparlanıp gidemiyorum
bir türlü bu hikâyeden..