19. yüzyıl Osmanlı felaketlerinin öğrettiği pratik bir gerçek vardır. Türk milleti, gazâ ve haçlı döneminin Osmanlı mirasından kurtulmalıdır. Osmanlı'yı Türkle aynı tutan Batı, Türklere hayat hakkı tanımaz. Tarihin içinden gelen bir taassupla Türk milletini yok etmek ister. Onun için Avrupa karşısında yeni Türk devletinin Osmanlı ile onun temel inanç politikasıyla ilişkisi kalmadığını göstermek gerektir. Bizans'ı canlandırmak isteyen Yunanlı, Avrupa'yı arkasına alarak daima bu haçlı anlayışından yararlanmak istemiştir. Atatürk, tarihten gelen bir bilinçle, yeni Türk devletinin geleceği için tam bir Avrupalı devlet ve millet olmayı bir ölüm kalım gereği gibi ortaya koymuştur. Bunun için 'inkılâplar yapacaktır. Buna karşı olanları milli iradeyle, Büyük Millet Meclisi'nin kararlarıyla bertaraf edecektir. Açıkça bellidir ki, bütün sorun, Büyük Millet Meclisi'nde inkılapları onaylayacak çoğunluğu sağlamaktır. O, bütün politik manevralarında milli iradeyi öne koymakla büyük bir siyaset stratejisti olduğunu da ispatlamıştır.