Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
180 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
bir doktor olarak her bozkırda her yeni mezun aynı duyguları yaşarmış meğer ben yazamadım ercan ustam çok güzel dile getirmiş
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,188 okunma
82 syf.
4/10 puan verdi
saçmaydı. sadece "bozkırda susuz büyük çiçek" ve "bir çekim günü" adlı hikayeleri anladım ve beğendim...
Güneşe Dön Yüzünü
Güneşe Dön YüzünüAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20121,117 okunma
Reklam
“Nedametiniz kurtuluşunuzdur... Biri sağır, biri dilsiz, bir diğeri sevgisiz üç adam, sevgi çiçeklerini açtırabilir mi? Ya siz? Belki de bunun için bir kafese kapatılmanız gerekmektedir. Evet, hem de bu devirde. Bir bozkırın ortasında, uzak diyarlarda değil; evinizin sokağını dönen ilk yokuştan hemen sonra; sessizlikle, sevgisizlikle örülmüştür o bozkır. Bozkırda çiçekler açmaz mı? Bir daha düşünün. Neden olmasın, sadece isteyin. Sizi bu kitapta anlattığımız bir rüyayı görmeye çağırıyoruz. Duymak, sevmek, kurtulmak da size kalmış...”
NEDAMET KAFESİ
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar'ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikayesi vardı: Sarı-Özek'i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 147Kitabı okudu
Bir hafta boyunca toparlanmaya çalıştım. Elime geçirdiğim ilk pazartesi sabahında tıraş oldum. Giyindim. Hızlı yürüdüm. Soru sormadım. "Just do it" dedim. Sadece yaptım.
"Koytaşın üzerinde dağları seyrederek oturan Tanabay, önce keçe çadırdan eşelenip yeni odun atılan ateşin çıtırtılarını duydu. Sonra karısının kopuzundaki insanın yüreğini yolup alırcasına hüzünlü ezgiler geldi kulağına. Yalnızlıklar içinde kalan bir adamın hıçkırıklarını, ah dedikçe nefesiyle yel savuran çok büyük acılı bir insanın ahlarını, ıssız ve engin bozkırda başını vuracak, onulmaz derdini gömecek bir yer arayarak koşan bir adamın acı çığlıklarını andıran bir ezgiydi bu. Hiç kimsenin avutamayacağı, hiçbirşeyin merhem olamayacağı acılarla ağıdını söyleyen, ağlayan bir adamın bozlamasını anlatıyordu kopuzun telleri."
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
"Handan bakındı bakındı, “yumurta alayım,” dedi. “Ama az olsun. Taze olsun,” dedi. “Nasıl olsa burayı öğrendim. Gelir taze taze alırım,” dedi. Sen gel tabii. Senin gelmediğin dükkânın ben anasını satarım. Sen gel tabii. Senin almadığın yumurtayı ben yere çalarım. Sen gel tabii, ben tüm Yozgat’ı bırakır tüm malı sana saklarım sultanım, diyemedim. “Her zaman,” dedim. “Her zaman bekleriz.”
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabın hala etkisindeyken bize bir cümleyle kitabı anlat deseler;herhalde 'sevenler kavuşsun be abi, ayrılık sevdaya dahil olmasın bence' derdim. Bozkırın insanlarının sevdasını,dostluklarını, bir mahalleye gittiklerinde gözleme kokusu gelen bir evden parası neyse verelim bize birer gözleme yapıver teyzem denilince ; evladım ne parası helali hoş olsun deyip tanımadığı insanlara yemek ikram eden yüreği şahbaz analarını, yer yer Yozgat şivesiyle yer yer İngiltere'de geçen hikayelerde kullanılan duru Türkçesi'yle hakikaten sizi yüreğinizden yakalayacak bir kitap. Bozkırda Altmışaltı kentin plastik tanrılarından sıyrılmak isteyenler için uğranılası bir liman.
Bozkırda Altmışaltı
Bozkırda AltmışaltıMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 20141,447 okunma
’’Bozkırda ata binmek… Dört nala koşan atın üzerinde, kendini rüzgara bırakabilmek… Çok güzel… ‘’Ataların dilini öğrenmek lazım’’ diyerek asıl meseleye girdi Togan.’’
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.