Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dağların, dağlarının ardı, Nasıl anlatsam… Ağaçsız,kuşsuz,gölgesiz.
Sayfa 54 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Yanı başımda olan hazineleri bile göremez hâle gelmişim meğer. Bazı insanların göründüklerinin ötesinde ne güzel hayatlarının olduğunu anladım. Tıpkı yüce dağların ardı, okyanusların ötesi gibi. Sabırla yüzebilene, pes etmeden tırmanabilene sunulan engin bir hazine misali...
Sayfa 34
Reklam
Çoğunun hayalleri, köylerinin etrafını çevreleyen dağları aşamamıştı. Üzerlerindeki gökyüzü onların sonsuzluğuydu. Dağların ardı bir bilinmezlikle doluydu. Büyüklerinden gördükleriyle kendi hayatlarının sınırlarını belirlemişlerdi ancak şehre okumaya gelince o dağların zirvelerine dahi yanaşamayan hayalleri yeni bir boyut kazanmıştı.
Masal
Düşünüyordum Olaylara insan, İnsanlara olay çıktı Masalımdan. Biri varmış, biri yokmuş derken Yollardan trenlerden, Sözü aldım getirdim
Sayfa 63
Güneş uykuya yatmış bu gece bulutlarda. Yarın fırtına var, sonra karanlık ve gece, Tan doğacak sisin içinden sızan ışıkla, Derken günler ve geceler, ardı arkasınca! Geçip gidecek günler, geçip gidecek zaman Dağların üzerinden, dağların, denizlerin, Irmakların gümüş sularından, ormanlardan Anlaşılmaz şarkıları gibi ölülerimizin. Ve suların yüzü ve kırış kırış ama genç Dağların alınları ve yemyeşil ormanlar Daha da gençleşecek, köyden geçen küçük çay, Yine suyu dağdan alıp denize verecek. Ya ben! Her geçen gün başımı daha bir eğerek, Tatlı ışıkları altında güneşin, titrek, Şamatanın ortasında çekip gideceğim Sonsuz yeryüzünden hiçbir şey eksilmeyecek.
Sayfa 29 - IslıkKitabı okuyor
Medine
Ebû Cehil sirtinı dayamış karanlıga, Şarap renkli bir zehri sağıyordu toprağa. Kırçıl şakaklarından akarken öfke teri, Kaatil bir cenbiyenin ağzındaydı gözleri. Kudurdu kanı içre Tâifli alca şıra, Tağutun askerleri yürüdü ardı sıra, O anda ta Sidrede yildızlar yanıyordu; Zühre Hâruttan emin Babil'e iniyordu. Sesler çekip gitiler en ıssız vahalara; Sular arınmak için sığındılar dağlara. Dağlar yerin kazığ, dağlar birer alp-eren.. Var midır șunca zaman dağlardan kemlik gören? Dağlar tecelli yeri, dağların bağıı emin; Dostlara vasiyetim: Beni dağlara gömün! Beyaz kalpli köleler kıvranırken acından, Ben her șeyi seyrettim bir dağın yamacından: Evler gözleri bağlı birer körebeydiler; Biliyordum bu evler nelere gebeydiler.. Gün ıșığı değmeden mor perçemli dallara, Azığım yüreğimde, düştüm uzun yollara..
Reklam
Güneş küçük bir fiske vursa kızarır dağların ardı.
«Aşırı hava koşulları seni kendinde daha önce varlığını dahi bilmediğin kaynakları kullanmaya zorluyor. Dağların yüceliği sana insansoyunun küçüklüğünü hatırlatıyor. Ama kafanı asıl karıştıran şey karşılaştığın insanların tepkileri. Kendi düşünce biçimini, stratejilerini ve savunma mekanizmalarını burada uygulaman mümkün değil. Bu yüzden çaresiz hissediyorsun. Daha küçücükken kendimizi korumak için bir zırh oluştururuz. Sonra bu zırhı gerçek ihtiyaçlarımızı göz ardı ederek aldığımız eğitime veya toplumun bizden beklentilerine göre biçimlendiririz. Sizin, yani Batı'nın; bütün anlayış, kabulleniş, güç, itibar ve sevgi sisteminiz paraya dayanıyor. Bütün refleksleriniz bu olguya şartlanmış. Ancak bu, burada hiçbir işe yaramıyor.»
Sayfa 114
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
123 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.