Barbar iyi bir isim değil, bir hakaretti. Eski Yunanlılar kendilerini çok medeni insanlar olarak görürlerdi. Taş veya ahşaptan yapılma güzel evlerde otururlardı. Evlerinde mutfak ve banyo vardı. Yunanlı kadınlar günün çoğunu evde geçirir, ev işi yapan ve yemek pişiren köleleri gözetip denetlerlerdi. Bazı Yunanlı erkekler ticaret, çiftçilik veya
bu kitabın ilk sayfasının aşağı alt köşesinde Güneş’e simetrik olarak belirsiz bir İsrailoğlu duruyor
Meryem Ana’nın lekesiz kalbi Fatima’da görünüyor her şeyi unutturacak bir mucize mi beklediğimiz?
UZAK FIRTINA
Bir Yağmur Penceresinden
önce güzel bir dünya öldü sonra güzel dünya düşleri
"Olağanüstü şeyleri bizzat yaratmamız gerekiyor yoksa dünyada karşımıza çıkmıyorlar.Ben hep küçük bir başlangıç mutluluğundan yola çıkarım ve bunu başka mutlulukların izleyeceğini umut ederim.Yani mutluluk ihtiyacının tutunacağı bir imge bulana kadar ,hızla,maharetle,arayan gözlerle etrafına bakınırım.Çaresizlikleri aşikar olan pek çok insan dolanır sokaklarda ,onlar benim kenarda durup bakma isteğimi arttırır ve mutluluk avımı bereketlendirirler."
Hiçbir hakiki ilham yoktur ki dünyadan daha engin bir ruhun anormalliğinden çıkmasın… Bir Shakespeare’in ve bir Shelley’in sözlü yangınlarında, kelimelerin külünü hissederiz; bir evren yaratma imkansızlığının düş kırıklığını ve kokusunu… Sözcükler, iç genleşmenin eşdeğerine hiçbiri ulaşamıyormuşçasına birbirlerinin ayağına dolanır; imge fıtığıdır bu, günlük kullanımdan doğmuş ve mucizevi bir biçimde kalbin en yüksekliklerine çıkarılmış zavallı kelimelerin aşkın bir biçimde kopmasıdır.
Bir kadın gördüm,
Saçları kızıla çalıyordu.
Saçları kızıla çalan çok kadın var.
O rengini yıldızlardan alıyordu.
Bir dudağı vardı o kadının,
Ama sizinki gibi değil.
Bin çocuğun mutluluğuyla gülümser.
Bir kadın gördüm,
Onun gibisini hiç görmedim.
Bastığı toprak olmak istedim,
Varsın canım yansın,
Onu haykırmamak işten bile değil.
Bir kadın gördüm,
Gözleri ruhuma dokunuyordu.
Dudağının yanında noktalar vardı,
Onları hiç virgüle çeviremedim.
Bir kadın gördüm, az önce,
Gitti.
Ve o gittiği yer olmak istedim.
Tolunay ege noyaner