Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam
darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
insanlara?
Can Dündar bir yazısında "Bir tepsinin içinde beş top taşırız" diyordu. "İşimiz,ailemiz, sağlığımız, dostluklarımız, benliğimiz(inançlarımız). Bunlardan dördü cam, biri lastik toptur. Diğerleri düştüğünde kırılırlar. İşimiz ise lastik toptur kırılmaz sadece zıplar."
Şair-i azam yakınlarına "İnsanlar galiba yavaş yavaş ayaklarından ölüyor" demiş.
Üstadım siz şanslıydınız
Günümüzde önce kalpler ölüyor. Hem de yaşarken...
1960-1975 YILLARI ARASI
1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Keşke’cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır.
‘İyi ki’ öyle mi ya!…
Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykırır.
Can Dündar~
İsmet İnönü, TRT 1970
İnsan, hayatının güçlüklerine karşı teselliyi eve geldiği zaman karısının her fedakarlığa hazır bir zihniyette olmasıyla tedavi bulur.