Bülbülün Kırk Şarkısı /Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki!
Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek...
Böyle bir umuda tuttundunuz mu?
Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
Eser Cemil Meriçin otobiyagrafisi ve onun yaşamını ifade eden bir kronoloji ile başlıyor. Ki eserini okumadan önce Sayın Cemil Meriç hakkında bilgi sahibi olmak gerek. Onu bilmeden tanımadan düşünce dünyasını ve eserinde anlattıklarını anlamak daha doğrusu doğru anlamak zor. Önce O'nu tanımak, tanışmak sonra yavaş yavaş düşünce dünyasına adım
Eveeet.. Çok sevdim ve inceleme yazmak istedim ben bu kıymetli kitaba.
Arka fonda: Fazıl Say insan insan
Öncelikle;
Bu kitabın kapağı çok dikkatimi çekti. Freud’un Buzdağı Topografik kuramından esinlenilmiş olmalı.
Bilinç buz dağının gün yüzünde kalan kısmıdır. Kelime anlamı insanın kendisi ve çevresini tanıma yeteneği olarak tanımlanmaktadır.
Arif Bilgili
Elinde ufak bir bavul, gerçek dünyada belki yanıp tutuştuğun markaların hepsinden uzaksın. Zira burada ayakkabı giymek bile, kavgaya hazırlanmakla eş değer sayılıyor. O pahalı ayakkabıların hükmü yok anlayacağın. Bulutları, çimenleri, herşeyi özleyebileceğin bir mekana uğurlanıyorsun. Köstekli saat tıkırtısıyla ilerleyen
Boğazımız düğüm düğüm "Yaşıyoruz Sessizce"
Yaşıyoruz Sessizce; bir ölümün, bir ağır yasın, bir buruk acının ve bir Ömür'ün, Şükrü Erbaş'ın şahgülü Ömür Hanım'ın kitabı.
Ben hiç evlenmedim. Kimseye hayat arkadaşım demedim. Yılları ve yılların getirdiği acı-tatlı her şeyi birlikte göğüslediğim bir kadını da yitirmedim. Bir kadını