Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
116 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hepinize merhaba. Umarım geceniz kalbiniz kadar güzel geçiyordur. Biliyor musunuz aslında şu an içimden hiç gelmiyor size yalnızlıktan bahsetmek. Konuşup canınızı sıkmak istemiyorum zira. Umut dolu sözler söylemeyi yeğlerdim aslında. Gerçi insanın yalnızlığa bakış açısına göre değişir tabi. Hemen onu kötü diye damgalamak hoş olmaz doğrusu.
Yalnızlıklar
YalnızlıklarHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20163,993 okunma
İnsanlık
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği (Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.) (Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun. youtu.be/A3CK21RhynY )
Reklam
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR...
HERKESE MERHABALAR Aslında birkaç satırla anlatılamayacak büyüklükte bir şairdir TARANCI, buna rağmen onun şiir dünyasını bir nebze olsun burda söze dökmeye çalışacağım. (ne kadar başarabilirsem.). Tarancı’nın günümüz gençlerinde “Otuz Beş Yaş” şiir hariç pek bilinmediği ve değerinin bilinmediği kanaatindeyim. Kahve ve çay edebiyatı yapanların
Otuz Beş Yaş
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 202011,6bin okunma
2006 senesi 7 yaşındayım...Yanımda da en yakın arkadaşım olan benden 1 yaş küçük kardeşim... Her zamanki gibi oynuyorduk evimizin salonunda. O küçüklüğün verdiği hayal gücüyle çağ kapatıp çağ açıyoruz kendi aramızda demirden askerlerimizle. Bir şeyler oldu, annem pencereye koştu, bir çığlık, bir telaş. Hemen ayaklandık, pencereye koştuk biz de...
Vatandaş, Türkçeyi Sev
Eksiğimiz var. Bu bir şeyi ne için yapıyoruz, faydası ne, düşünmüyoruz. Zararı ne, onu da düşünmüyoruz. Bir zaman geldi ki sokakları, dükkanları "Vatandaş Türkçe Konuş" uyartıları, daha da çok emirleri doldurdu. Üstelik de bu emirleri doğru düzgün bir Türkçeyle yazmamışlar. Kaş yapalım derken göz çıkarmak diye buna derler. Ben bizim
Sayfa 36 - Yapı Kredi Yayınları
GEORGE DANDIN Al bakalım George Dandin, gördün mü karının sana ne muamelesi yaptığını? Soylu bir aileden kız almak istemenin sonu budur işte! Onlar senin başına her türlü çorabı örer, ama sen öcünü alamazsın, soyluluk bağlar elini kolunu. Kendi dengiyle evlenen kocanın hiç değilse hınçlanma hürriyeti vardır; eğer bir köylü kızı almış olsaydın, tesis ederdin adaleti kızılcık sopası marifetiyle kimsecikler karışamadan. Ama yok, sen soyluluğa heves ettin, evinin reisi olmanın rahatı battı, değil mi? Öyle öfkeleniyorum ki tokatlamak geliyor içimden kendimi. İşe bak işe! Hiç utanmadan bir züppenin aşkına kulak ver, üstelik mektuplaşma vaadinde bulun. Lanet olsun!
Reklam
O gün Uhud'da 70 çınar devrilmişti. 70 şehit verilmişti. Şehitlerin çoğu ensârdandı. Onlar Medineli oldukları için akrabaları çoktu, hepsi birbirine teselli veriyorlardı. Bir ara Efendimiz (sas) şöyle bir baktı Hamza'nın evine... Tüm ensârın evleri kalabalıktı; ama amcasının evinin önünde kimsecikler yoktu. Duygulandı Efendimiz (sas) ve dedi ki: "Amcam Hamza'nın ağlayanı bile yok!" Bu sözü ensâr duyar da durur mu? Hemen hepsi evlerini, kendi acılarını ve ta ziyelerini terk edip, Hamza'nın evinin önüne geldiler ve orada Hamza için gözyaşları döktüler.
Sayfa 378Kitabı okudu
Bir ölüyü giydirmekten daha zor birşey yok yazıyordu kitabında bir yazar. Ben de diyorum ki bir ölüyü diriltmekten zor birşey yok. Hayır ölmekten ya da öldürmekten zor bir şey yok. Sen hiç birini öldürdün mü? Bir insanı... Gülümseyen, ağlayan, sevinen, kibirlenip böbürlenen, çabalayan, kahrolan, seni üzen, senin gözlerinin içini güldüren bir insanı... Ben öldürdüm. Öldürdüm sandım. Sonra ağıtlar yaktım ardından, şarkılar söyledim, yemekler yaptım onun için, yaralı kediler topladım sokaklardan annesi oldum yaraların(m)ı sarmak için... Sonra bir baktım ki ölü olan aslında benmişim. Defalarca kez öldürdüm kendimi. Bileklerini kesemeyen insan umutlarını kesermiş. Bense dünyaya umutla bakan masmavi gözlerimi zifiri karanlığa teslim ettim... Upuzun saçlarımı santim santim kestim canımın her acıyışında... Sarıya boyattım o çok sevdiğin kumral saçlarımı kimsecikler beni tanımasın diye. Evet ben defalarca kez öldürdüm kendimi sonu gelmeyen uçurumlarda, dibine erişemediğim kuyularda, uzanamadığım boşluklarda, dokunamadığım parmak uçlarında... Defalarca kez öldürdüm kendimi. Defalarca kez giydirdim ölü bedenimi, taradım sarı saçlarımı, baktım aynada feri sönmüş mavi gözlerime. Ve defalarca kez yine sevdim kendimi yılmayan yıkılmayan bedenimi.. Tekrar yanmak için bir ışık arayan gözlerimi ve içinde kocaman bir Tanrı taşıyan kalbimi...
139 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.