"Etrafta kimsecikler yok, burada kim görecek?" diyorum. Yola başım açık devam ediyorum kısa bir süre. Gerçekten kimsecikler yok mu, kimse beni görmüyor mu?
Kimsecikler Gelmeye fırsatın yok biliyorum Peki ya ben Ben var mıyım? Ya da hakkımda bildiklerini sırala Gelmiyor mu bir şey aklına? anladım. Konuşan gözler meselesi, Belki de konuşuyordur gözlerin ama ben gözce bilmiyorum ki; Sessizce biliyorum Usulca biliyorum Masumca biliyorum Yapabildiğini bildiğin tek bir şey var ama nolur Bu sefer ağlatma yüklemi. Peki ya sen Sen var mıydın? Hakkımda bilmediklerine ağlarken Yoktun. Gözlerinin konuştuklarını neden anlamıyorum merak ediyor musun? çünkü ; Onlar da yoklar..
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Reklam
Ak kefenli gelmişti. Önünde bir sürü kırmızı yılan... "Hasan," diyordu, "Hasan, sen oğlum değil misin? Sen benim zürriyetimden olmadın mı Hasan? Kurtaramaz mısın babanı? İşte önümde yüzlerce kırmızı yılan, bunlar yılan değil, kanı yerde kalmış insanlar. Öldürülmüşler de öçleri alınmamış. Kırmızı yılan olaraktan hortlamışlar. Beni
Sayfa 92 - YAPI KREDİ YAYINLARIKitabı okudu
Mâdemki öğretileni unutur; arı-duru bir hale gelir, cevapları öğretilmemiş soruları anlayacak, cevap verecek bir kabiliyet kazanır. Şu anda, geldiğinden beri söylediğim sözleri duyuyorsun. O çeşit sözler duyduğundan, kabul ettiğinden kimi sözlerimi kabul ediyorsun; kimi sözlerimi yarı kabul ediyorsun; kimisinin üstünde duruyorsun, kimisinde de bahse girişiyorsun. Şu senin, içinden reddedişini, kabul edişini, bahse girişini kimsecikler duymuyor; ordaki hali duyuracak bir araç yok. Ne kadar kulak verirsen ver, içinden kulağına bir ses gelmez, içinde de arasan-tarasan, bir söyleyeni bulamazsın. İşte senin bana şu gelişin yok mu? Sorunun ta kendisidir bu. Dilsiz-damaksız, bize bir yol gösterin, gösterdiğiniz yolu daha da aydınlatın demektir bu. Bizim de susarak, yahut konuşarak sizinle oturmamız, sizin gizlice sorduğunuz o sorulara cevap vermemizdir.
Kimsecikler yok mu ya
O gün Uhud'da 70 çınar devrilmişti. 70 şehit verilmişti. Şehitlerin çoğu ensârdandı. Onlar Medineli oldukları için akrabaları çoktu, hepsi birbirine teselli veriyorlardı. Bir ara Efendimiz (sas) şöyle bir baktı Hamza'nın evine... Tüm ensârın evleri kalabalıktı; ama amcasının evinin önünde kimsecikler yoktu. Duygulandı Efendimiz (sas) ve dedi ki: "Amcam Hamza'nın ağlayanı bile yok!" Bu sözü ensâr duyar da durur mu? Hemen hepsi evlerini, kendi acılarını ve ta ziyelerini terk edip, Hamza'nın evinin önüne geldiler ve orada Hamza için gözyaşları döktüler.
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
72 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.