Timur Devrine Umumi Bakış
“İspanya sefiri ile Mısır sefiri Semerkand’da fevkalâde izaz olunmuşlar, şereflerine ziyafetler verilmiş ve kendileri müteaddit düğünlere davet olunmuşlardır. Klaviyo, Semerkand’ın saraylarını, bahçelerini, bütün mebanisini ziyaret etmiş, fakat her şeyden fazla Timurun ordugâhı karşısında hayret etmiştir. Ordugâhta hiç olmazsa (50.000) çadır kurulu idi.”
Sayfa 13 - Nakışlar Yayınevi, İstanbul-1975Kitabı okudu
Timur Devrine Umumi Bakış
“(Klaviyo)nun Semerkand’e seyahati, (Markopolo)nun seyahatinden tam bir asır sonra vukubulmuştur. Sefaret heyeti mütemadiyen seyahat ettiği halde Kadis’ten Semerkand’e on beş ayda muvasalat etmiş, İstanbul’da beş ay kadar kalmaya mecbur olmuştur. Dönüş seyahati hemen hemen bu kadar uzamıştır.”
Sayfa 12 - Nakışlar Yayınevi, İstanbul-1975Kitabı okudu
Timur Devrine Umumi Bakış
“İspanyadan Timurun nezdine gönderilen sefaret heyeti kıral (Hanri) nin mabeyincisi (Klaviyo), rahip (Alfonso) (Piz), zabit (Gomez dö Salazar) den, müteşekkildir. Bunlar kıral Hanri tarafından Timur’a gönderilen birçok hediyeleri taşıyorlardı. Sefaret heyeti erkânından (Gomez dö Salazar) seyahatin güçlüklerine dayanamıyarak Nişabur’da ölmüştü.”
Sayfa 11 - Nakışlar Yayınevi, İstanbul-1975Kitabı okudu
Tanrı zaten insanları cennetten atmıştı ve şimdi de dünyadan kovuyo.
Sayfa 60 - İthaki
1878'de imzalanan antlaşma sonrası :
Kliyo bir gün Hariklo, Ploplo, Sofya ve birkaç kız arkadaşı ile birlikte hem gezmek, hem de karahindiba toplamak için çayıra gitmişti. Bir ara yerde gördüğü bir deniz kabuğunu almak için eğilince karşısındaki çalılığın ardında çömelmiş bir Rus eri gördü. Yüzü görünmüyordu ama kıçı ortadaydı. Ah, bu ne beyazlıktı! Ne tazelikti! Francala gibiydi. Kliyo önde öbür kızlar arkasında soluk soluğa eve döndüklerinde bu Rus kıçının güzelliğini ve beyazlığını anlatacak söz bulamamışlardı.
EpubKitabı okudu
Aslında tam anlamıyla söylemek gerekirse tarih boyunca Semerkand'ı gerçek zirveye ulaştıran hükümdar Timur'dur. Şehri bir bilim ve kültür merkezi haline getirir. 1369'dan itibaren bilim ve sanat adamlarını bölgede toplamaya başlamıştır. Bu dönemde 1405 yılında Semerkand'a gelen İspanyol elçisi Klavijo şehirdeki sarayları, bahçeleri, anıtları ve diğer yapıları geniş bir şekilde anlatmaktadır. Uluğ Bey tarafından yapılan meşhur rasathane bu dönemin en önemli eserleri arasındadır.
