tek kelimeyle ba-yıl-dım!
14. yüzyılın karanlık ingilteresi. piskoposlar, lordlar, şövalyeler, yoksulluk, adaletsizlik.. ve tüm bunların ortasında bir gezici tiyatro kumpanyası.
nicholas ufak tefek suçlar işlemiş firari bir papaz. din ile hayat arasındaki ahlaki çatışmaları sürerken, karşılaştığı gezici tiyatro kumpanyasına girerek, kendini o güne kadar karşılaşmadığı kadar büyük çatışmaların ortasında bulan biri. şimdi hiç tanımadığı bir dünyaya tanık olacak.
her şey kumpanyaya katılmasına vesile olan karşılaşmayla, oyunculardan brendan’ın ölümü ile başlıyor. kumpanyacıların tek amacı var, brendan’a bir kilise cenazesi düzenleyebilmek. bu da demek ki yol boyunca cenazeyle yolculuk edecekler ve en yakın kasabaya ulaşıp arkadaşlarını gömmek için mola verecekler. kendi deyimleriyle kasabaya ölümü götürecekler ve ölümle başlayan bu macera, küçük bir çocuğun ölümüyle dallanıp budaklanacak.
kumpanyanın içine sızan bu son ölüm, yeni bir oyunu çıkaracak sahneye. üç kez oynanacak bu oyun her seferinde değişecek, gelişecek ve oyuncularını yiyen bir canavara dönüştürecek kumpanyayı. peki ödenen bedeller sonunda adalet tecelli edecek mi? kralın adaleti nedir? tüm bu meraklı soruları kumpanyanın karakterleri ile okuyacağız: hakikat, nasihat, adalet, kibir..
çok güzel bir kurgu, biter bitmez diğer kitaplarına bakındığım bir yazar. ne yazık ki türkçe’ye çevrilmiş başka kitabı bulunmuyor. umarım bir yerlerde yayına hazırlanan bir kitabı vardır.
başta çevirmen damla göl olmak üzere emeği geçen herkesin eline, gözüne sağlık. siz de benim gibi ortaçağ avrupası ile ilgiliyseniz beğeneceğinize eminim.