Ah, o küçük kırmızı şemsiye! Ne olurdu, şurada yalnız bulunsalardı, o kadar yalnız ki bütün bu sahra şu akşam baygınlığına şiir ile onların, ancak onların olsaydı... Şuracıkta yolun şu kenarında, bir taş parçasının -fakat küçük, ikisine ancak yetecek bir taş parçasının- üzerine otursaydılar...