Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sadece Mısır özelinde değil, bütün ülkelerle ilgili kafa yorulması gereken sorular şunlardır aslında: Diktatörler nasıl ayakta kalıyor? Toplumun belli kesimleri, diktatörleri neden desteklemeye devam ediyor? Bir yönetim sadece zulmederek ya da yabancı desteğiyle ayakta kalamayacağına göre, diktatörlerin topluma sunduğu şeyler neler? İslam dünyasını okurken, incelerken ve takip ederken, bu soruların cevabını çoğunlukla gözden kaçırıyoruz. Buda bizi, toplumların yapısını anlamaktan ve buna göre tavır geliştirmekten alıkoyuyor.
Tiye, tapınağın başka bir alanına geçmiş ve duvara kazınmış olan yazıları inceliyordu. "İnsanlık" dedi, "Her zaman için tapma güdüsüne sahip. Acaba binlerce yıl sonra -o sırada elini Ra'nın isminin bulunduğu yazının üstüne koymuştu-nerede olacaksınız? Sizi hatırlayanlar mı yoksa unutanlar mı galip gelecek? Mısır'ın haşmetli tanrıları ölüme mi yoksa yaşama mı mahkûm olacaklar?"
Sayfa 149 - TiyeKitabı okuyor
Reklam
İmam Şa'rânî der ki: Fütûhât'ı ihtisar ettiğim, (yâni kısalttığım) sıralarda "Ehl-i sünnet ve'l-cemaat" itikadına uymayan bazı yazıları gördüm ve durakladım. Kitabımdan çıkarmak istedim. Fakat tereddütten kendimi kurtaramadım. Nihayet bir gün Mısır'ın tanınmış âlimlerinden Seyyid Ebü't-Tabîbu'l-Medenî ile karşılaştım ve bu tereddüdümü söyledim. Kendileri hemen cebinden bir kitap çıkardı. Bu eser, Konya'da Muhyiddin-i Arabînin el yazısı ile yazılmış olan nüshadan kopye edilmişti. Esere baktım. Kitabımdan çıkarmak istediğim cümlelerin hiçbirini orada göremedim. O vakit anladım ki, Mısır'da elden ele dolaşan Fütûhât-ı Mekkiye nüshalarının hepsi Şeyh Muhyiddin-i Arabî'nin ehl-i sünnet inancına muhalif olduğunu göstermek ve kendisini halkın nazarından düşürmek için yazılmıştır, birtakım iftiralarla dolu nüshalardır. Nasıl ki kendilerinin Füsûsü'l-Hikem ve diğer nüshalarının da böyle karıştırılmış olduğu esefle görülmüştür. İtikat ve amelleri sapık olan birçok kimseler, yalnız Şeyh Muhyiddin-i Arabî'yi değil, birçok tanınmış tasavvuf erbabının manzûm, mensur eserlerini de bu sûretle ifsât etmişlerdir. Gayeleri yalnız o zâtları halkın nazarından düşürmek değil, İslam akaidini bozup dinî ihtilâle sebep olmaktır.
Sayfa 278
Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta, Mısır'da, Filistin'de, Afganistan'da, Doğu Türkistan'da... Velhasıl coğrafyamızın neresinde bir acı varsa, ilk yoklayacağımız yer kalbimiz olmalı: "Adalet yerinde duruyor mu? Yorumlarım hakkı ayakta tutmak için mi, yoksa tuttuğum takıma amigoluk mu yapıyorum? Yanlışa, kim olursa olsun karşı çıkabilecek dirayetim hâlâ var mı?"
Türkeş ve Arkadaşlarının Tasfiyesi-Gelişen Olaylar: Olaylar hiç de Atsız'ın düşündüğü veya ümit ettiği şekilde gelişmedi. Madanoğlu grubu komiteye hâkim oldu ve 13 Kasım 1960 tarihinde Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'ni feshettiğini bir bildiri ile kamuoyuna açıkladı. Türkeş ve 13 arkadaşı ordudan emekli edilerek müşavirlik göreviyle
Hiyeroglif yazının kullanıldığı bilinen en son tarih MS 394 yılına ait Bir kitabedir. Bundan sonra bu dil unutuldu ve bu dilde yazıları okuyabilen ve anlayabilen kimse kalmadı. Ta ki bundan yaklaşık iki yüzyıl öncesine dek... Eski Mısır hiyeroglifi 1799 yılında, Rosetta Stone adı verilen ve MÕ 196 tarihine ait bir kitabenin bulunmasıyla çözüldü. Bu tabletin özelliği üc farklı yazıyla yazılmış olmasıydı: Hiyeroglif, demotik (hiyeroglifin el yazısı şekli) ve Yunanca. Yunanca metinin de yardımıyla tabletteki eski Mısır yazısı çözülmeye çalışıldı. Tabletin tüm çözümü, Jean-Françoise Champollion adlı bir Fransız tarafından tamamlandı. Böylece unutulan bir dil ve bu dilin anlattığı tarih aydınlanmış oldu. Bu sayede eski Mısır uygarlığı, onların dinleri ve sosyal yaşantıları hakkında birçok şey öğrenildi.
Sayfa 79 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
MISIR VE HİYEROGLİF YAZILARI:
Mısır İlk önce Yunanlılar,daha sonra Romalılar tarafından fethedildikten sonra hiyeroglifleri okuma ve yazma yeteneği ortadan kayboldu ve neredeyse 2000 yıl boyunca anlamlarını hiç kimse çözemedi. 1789'da bir Fransız asker, Mısır'ın kuzeyindeki Rosetta yakınlarında küçük bir kasabada bir enkaz yığının arasında yuvarlak kil tabletler buldu.Üç dilde yazılmış bir bildirgeydi:hiyeroglifler ve "demotik" adı verilen bir diğer Mısır alfabesi kullanılmıştı. Londra'ya getirilen Rosetta taşı Bugün Britis Museum'da halen görülebilir.
Fenikeliler
Şu an Lübnan olan bölgede yerleşik Fenikeliler, en erken MÖ 1500'den beri denizci, tacir ve Akdeniz bölgesinin büyük kısmının sömürgecisiydi. Kendilerine Kenani diyorlardı ve İncil'in Kenanlılarıydılar. Tire, Sidon ve Beyrut kentlerini inşa ettiler ve Kıbrıs'ta koloniler kurdular. MÖ dokuzuncu yüzyılda Kuzey Afrika gücü ve Pön Savaşları'nda (MÖ 264-146) Antik Roma'nın inatçı rakibi Kartaca'yı kurdular. MÖ 1500 gibi erken bir tarihte Fenikelilerin kendi yazıları vardı; daha sonra Yunanlar tarafından kullanılmaya başladı ve modern Latin alfabesinin atasıdır. Çeşitli zamanlarda Antik Mısır ve Asurlulara tabiydiler ve MÖ 539 itibarıyla Pers İmparatorluğu'nun bir parçası oldular. Can ve sedir ağacı, şarap, fildişi, ahşap oymacılığı ve metal işleri ile kumaş ihraç ettiler. Fenikeliler aynı zamanda cam işleri ile tanınırlar.
Sayfa 266 - Kronik KitapKitabı okudu
Sisi, Mısır'daki mevcut karmaşanın nedeni değil, sonucu; çarpık sistemin üretip ön plana çıkardığı bir figür.
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
210 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.