Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beklenildiği gibi, Sydney'nın dizlerinin bağı çözüldü ve ona doğru uzandı. Başlangıçta Luke sadece dudaklarını ha fifçe onun dudaklarına dokundurdu, ikinci hamleyi ona bi rakmak istiyordu. Onun ne yaptığını, ikisi hakkında karar verme yetkisini ona bıraktığını anlayınca. Sydney dilini ha. fifçe Luke'un altdudağında gezdirdi. Luke'un içinin ta derinliklerinden gelen bir inlerne du- yuldu. Cesaretlenen Sydney, bu kez dilini ağzında biraz daha ilerletti. Luke'un kolları hem çok tanıdıktı hem de tamamen yeni. Tadı, dudaklarının kıvrımları, onu tutuşu... Sydney onu rahat bırakmıyor ve baştan çıkarmaya çalışıyordu, arna Luke hâlâ direniyordu. "Luke," dedi soluksuz. "Evet tatlım?" "Öp beni. Lütfen sen de beni öper misin?" "Memnuniyetle." Sydney nefesi kesilerek onun ne yapacağını beklerken, Luke dikkatını Sydney'nin dudaklarına vermeden önce bütün yüzüne yumuşak öpücükler kondurdu ve bir kez daha, daha ileri gitmeden evvel aynı duyguları paylaştıklarından emin olmak istedi. Sydney, aşırı hassaslaşmış dudaklarının üstünde Lu- ke'un dilinin ilk dokunuşunu hissettiğinde, daha fazlası için neredeyse yalvarmak üzereydi. Nefes kesen bir tutkuyla dil- lerin ve dişlerin birbirine dolanmasının ardından Sydney, nasıl hālā ayakta durabildiğinden emin değildi.
Sayfa 58
ilk cümle
Kainat, yaşı, çağı, gerçekten o anılan zamanları geçirip geçirmediği, kendine tarihçileri, filozof ve peygamberleri tanık tutup tutmadığı ve bu kişilerin doğruyu söyleyip söylemediği, gerçekten o olup, orada oldukları belli olmayan, sonradan geleceklere anlatmaya meraklı, sayfalarca söyleyen, kör olsa da söyleyen, onun dediğini öbürü yazan, yazı yoksa hıfzeden, hıfz edecek akıl yoksa tavırla irşat eden, irşaddan anlayan yoksa kafa kesen, ya çok sıkılınca ya gerçekten daralınca barış eden, kendisi barış içinde iken barışı öven, gene sıkılınca önüne kattığını bir temiz döven ... dağın taşın dünyaya yapışık olmaktan utandığı, ardıç kuşunun ve ladinlerin, ökse otları ve ebegümecilerin öbür dünyada da var olacaklarına dair kitapta adlarının anılmaması ile rahat bir nefes aldıkları, zeytin ve incirin de buna sebep en tıknefes halleriyle buruşup durdukları bu perişan yer, adı yerküre, hem yerde hem küre, duy da inan, nasılsa işin yok işte.
Sayfa 7 - İlletişirn YayınlanKitabı okuyor
Reklam
Kehribar gözlüm nefesimi kestin
İnsan insana nefes de olabilir,nefesini kesen sızı da. İnsan insanın umudu da olabilir,ömür boyu kapanmayan yarası da.
"İnsan insana nefes de olabilir, nefesini kesen sızı da. İnsan insanın umudu da olabilir, ömür boyu kapanmayan yarası da. Beraber olduğun, göğsünü göğsüne yasladığın insana dikkat et. Ömür bir acıyı ev belleyecek kadar uzun değil."
Yemek borusuna giriş mucizesi
Nihayet ağızdaki yolculuğumuz tamamlandı ve şimdi yeni topraklara gitmek için hazırız. Sıkı tutunun, çünkü birazdan yemek borusuna zorlu bir giriş yapacağız. Birazdan göreceğiniz gibi yemek borusuna giriş tam anlamıyla nefes kesen bir deneyim olacaktır. Hemen belirtelim, nefesinizin kesilmesi duyacağınız heyecandan değil, fizyolojik bir durumdan kaynaklanacaktır. Çok sık yaptığımız bir iş olmasına rağmen, yutma gerçekten de olağanüstü fizyolojik bir olaydır. Yutma hareketi için illaki bir şey yemenize gerek yok. Zira belli aralıklarla tükürüğümüzü yutuyoruz zaten. Ama sayılarla konuşmak gerekirse, günde yaklaşık olarak altı yüz kere yutkunmaktayız. Yaklaşık iki yüz yutkunma yeme içme sırasında gerçekleşir. Uyku sırasında yaklaşık elli yutkunma olur. Geri kalan yaklaşık üç yüz elli yutkunma da diğer durumlarda gerçekleşen yutkunmadır. Ama burada özetlenecek kısım, ağzınızda paketlenmiş iskendere ait lokmanın yutulmasını içermektedir. Baştan söyleyelim, yutmak aslında öyle yapıldığı kadar kolay bir iş değildir.
Kitaplarımızın evrenin Yaratıcısı tarafından yazılmış olduğuna dair en ufak bir delil bulunmadığını, önce krallar ve başkanlardan başla­yarak hepimizin itiraf etmesinin zamanı geldi artık. İncil'in çöllerde yaşayan, dünyanın düz olduğunu sanan ve el arabasını gelişen tekno­lojinin nefes kesen bir örneği olarak değerlendiren insanlar tarafın­dan yazılmış olduğu nerdeyse kesin.
Reklam
İnsan insana nefes de olabilir,nefesini kesen sızı da. İnsan insanın umudu da olabilir,ömür boyu kapanmayan yarası da.
Kolyeyi takarken parmaklarının her dokunuşu tenimde ateşten izler bırakıyor, ensemde yangınlar başlatıyordu. “Teşekkürler,” diye mırıldandım sonunda. “Mükemmel.” Saçlarımı bıraktığımda parmakları omzumdan aşağı kaydı. “Tıpkı kendin gibi, hem güzel hem de işlevsel bir şeye sahip olmanın iyi olacağını düşündüm.” Bunu o kadar hızlı söylemişti ki neredeyse ne dediğini anlayamayacaktım. Başımı hızla ona doğru çevirerek nefes nefese, Max,” dedim. Abartılı bir hayretle elimi göğsüme götürmüştüm. “İşlevsel olduğumu mu düşünüyorsun?” Gözlerinde bir gülümsemenin kıvılcımları parladı. “Bence işlevselliğin nefes kesiyor.” Parmak uçlarım kolyedeki kelebek kanatlarını okşarken gözlerim boynundaki gergin kaslarda, dudaklarının kenarındaki kıvrımda, alnına düşen vahşi saçlarında dolaştı. Doğruyu söylemek gerekirse, ben de onun nefes kesen bir işlevselliğe sahip olduğunu düşünüyordum. Hayatımda gördüğüm en nefes kesici işlevselliğe sahipti.
Sayfa 252Kitabı okudu
Nefes kesen güzellikteki yüzünden tülü kaldırıldı, başını eğerek onu dudaklarından öptü ve sarhoşlukla, " Mutlu bir son dışında başka neyin önemi var ki?" dedi.
686 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.