Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kuşkusuz Yaşar Kemal'in yaşamını en çok etkileyen, çocukluğunun trajik olayı, babasının ölümü ve annesinin oğlundan intikam isteği uyandırmaya çalışmasıdır. "Ben dört buçuk yaşındayken, babam camide namaz kılarken, onu, Van'dan gelirken ölümden kurtarıp, besleyip büyüttüğü Yusuf adındaki oğulluğu yüreğinden bıçakladı (...) Ben babamın camide, o, namaz kılarken yanındaydım, hançerlendiği akşamdan sonra, sabaha kadar yüreğim yanıyor diye ağladım. Ardından da kekeme oldum ve on iki yaşıma kadar zor konuştum." İsmail Ağa'nın evlatlığı Salman onu Kimsecik'in birinci cildinin sonunda öldürür ve Mustafa ikinci cildin başında "yüreğim yanıyor" sözünü yineler durur. "Çocuğun başı döner gibi oldu, kusacağı geldi, 'yüreğim yanıyor' dedi usulca ve babasının ölüsü yanına, sivri kayanın üstüne sağıldı, oraya büzülüp bir topacık kaldı, gözlerini de babasının kıpırtısız yüzüne dikti."
Sayfa 69 - Çocukluk: Yitik cennet, Yağmurcuk KuşuKitabı okudu
Kilisenin bir tür din dogması gibi benimseyip yürüttüğü bu iftira ve hakaret kampanyasına Batı’nın büyük sanat, edebiyat, felsefe, teoloji öncülerinin de katıldığını görüyoruz. Dante’den Salman Rüşti’ye kadar uzanan bir çizgiyle... İtalyan şair-düşünür Dante (ölm.1321) bunların başında gelir. Dante, ünlü eseri “İlahî Komedya”da, Hz. Muhammed’i cehennemin en alt tabakalarında ceza gören bir “zındık” olarak anmaktadır. Dr. Mustafa Tahir ÖZTÜRK
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
İnsanlarımız yıllardır şunun farkında değiller : Mustafa Kemal Türkiye aşığıdır. Ben de hem Mustafa Kemal, hem Türkiye aşığıyım.
... - Ulan herif,topal yiğit,Salman'dır o Salman. -Ona Ankara'daki Mustafa Kemal 'in bile gücü yetmiyor ki. - Seninki yetsin! - Vay fıkara topalım. - Topal topal top atar. - Ekşili yemiş göt atar.
Salman atı kişnetti, sofada koşturdu, gerçek bir atmış gibi ıslık çalarak suladı, yarış yaptırttı düşsel atlar, düşsel biniciler­le... Atı merdivenden aşağı indirmeye çalıştı bir ara. At basa­makların başında direkledi kaldı. Kırbaçladıkça şaha kalkan, kendisini üç kere yere atan atı aşağı zorla indirdi. Soluk soluğa kalmış, bir de bir gülme tutturmuştu. At elinde yukarıya çıktı, Mustafa'nın gene karşısına dikildi, durmadan bir kahkaha seline kaptırmış kendini gülüyordu. Yüzü de kıpkırmızı olmuştu.
Salman kendi kendine oynayan çocuğun başına geldi dikil­di. Mustafa içine dalmış gitmişti. Neyle oynuyor, neye bakıyor­sa hemen ona dalıp gidiyor, dünyayı unutuyordu. Dalgınlığın­dan herhangi bir sebeple uyandırılınca da deli bir şaşkınlıkla irkiliyordu.
Reklam
"Dur yılan dur!" Yılan Mustafa'yla birlikte kekliği de yutuyor, karnı şişiyor, akıp gidiyor. Salman soluk soluğa kalarak gene koştu kalenin dibine kekliği gene oradaydı. Çözdü kekliği, yürüdü Kırmıta doğru. Kırmıt bir kuyuydu, ta eski çağlardan kalma. Derindi, karanlık­tı. Onun da içinde yılanlar kaynaşıyordu. Keklik de arkasından kimi uçarak, kimi yürüyerek geliyordu.
Konağın allındaki ahırda kır at altı tane daha soylu atla bağlıydı. Kayalığın dibindeki uzun ahırda da on bir tane daha soylu Arap atı vardı. Mustafa atların ahırına gidip orada da oy­namayı seviyordu ya, Salman'dan korkuyordu. Salman'da atla­rın ahırında oynamayı seviyordu. Üç de kısrak vardı uzun ahır­da, birisi çok güzel, tüyleri yıldır yıldır yanan al bir taydı. Ren­gi güneşte başka oluyor, açılıyor parlıyor, içerde başka oluyor, kan kırmızısına dönüyordu.
Mustafa sesini yükseltti, boynunu büktü: ''Ben çok korkuyorum Memet," dedi. ''Ben korkumdan ölü­yorum. O kimseyi değil, beni öldürecek." "Beni de öldürecek, Tırtılı da, Kel Mıstığı da, herkesi de..." diye bağırdı Memet. Mustafa: "Sus bağırma Memet kardeş," dedi, ağzını kapattı. "O senin babanın adamı var ya, Salman var ya," diye kor­kuyla sesini indirdi Kuş Memet. "O Zalımoğlundan da beter. Bu köyde kim varsa hepsini yakacak, o ağacı da kesecek. Beni de, ananı da, dayımı da öldürecek o. Beni de..."
1898 Mançurya'da Doğu Çin Demiryolunun inşasının başlaması ile Uzak Doğuya başta Ruslar olmak üzere Rusya İmparatorluğunun diğer değişik etnik gurupları ile birlikte Tatar-Başkurtların da 1920'lere kadar bu coğrafyaya aktıklarını görmekteyiz. Mançurya (daha sonra Çin'in hakimiyetinden koparak Japonya'nın himayesinde kurulan
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.