ilk dönem müslüman türklerin islami terimleri adlandırmasına dair.
Allah lafzı, XV. yüzyıl ve öncesinde yapılan tercümelerde geçmez. Allah lafzı yerine Doğu Türkleri Tenri; Oğuzlar Tanrı kelimesini kullanır. Allah'ın adları çoğunlukla Türkçedir:
el-'afuvv "affeden" keçürgen; el-'azim "yüce" ulug; el'aziz "aziz" yiryen; el-ahad "tek" yalguz; el-bari
Geekrella serisindeki en sevdiğim kitap oldu diyebilirim.zaten en sevdigim" güzel ve çirkin" olan masalı olunca dahada çok sevdim diyebilirim.vance aşırı derecede gerçeksi bir karakterdi bence bu şöhret ve zenginlikten dolayi kimseye güvenememesini çok iyi anlatmıştı. Yürüyen şatoya gönderme yapılmasını ise çok beğendim . Spoiler! Vance'in saçı turuncu olduğu yerlerde cidden çok güldüm "benim saçım turuncu"
Bilmem ama minik bir dizi yada 3 bolumluk bir film yapılabilir bu seri için bence .puan kırmamın sebebi son bölümü klişe bittmesiydi .
"Kader seni bir yerden alır , başka bir yere götürür"
Osmanlı'nın efsane kabadayısı Baltalı Hano'yu duymayan yoktur sanırım .O'nun hikayesini yazarımız Mehmet Işık 'ın kaleminde şekillenmiş haliyle soluk soluğa okuyacağınıza eminim .
Mesleğinde kuralları ve sınırları zorlayan biriydi Komiser Muharrem . Kıvrak
— (...) Benim vaziyetime karşı benden naklettikleri söz, kelimesi kelimesine benimdir ama, bugünkü sanığın değil, dünkü Reis Beyin sözüdür. Eğer beni, benim eski anlayış usulümle mahkûm ettireceklerse, ben zaten onun mahkûmuyum, ayrıca hükme değmez; yok eğer, beni bugünkü hâlim içinde gördüklerini iddia ediyorlarsa, ona da taşıdıkları göz yetmez! Mâsum çocuk bana, mahkemede, “Bu dünya dört köşe değildir Reis Bey.” demişti. Ne tecellidir ki, şimdi de Savcı, beni, benim o günkü gözümle, dört köşe bir yavanlık içinde görüyor!
Savcı umudu kesmişti.Şeyh Sait istediği yanıtları bir türlü vermiyordu . Aralarındaki söyleşi şöyle sürdü:
Şeyh Hazretleri ! Ben şahsen, cidden size acıyorum. Size uyan şu zavallı masum insanlara da çok acırım. Onlar Siz büyüklerine uymuşlar.
Size gelince ... Siz de yaşlı başlı 10 evlat sahibi bir ihtiyarsınız. Ve şahsen öyle anlıyorum ki işlediğiniz fiil,ne şerhan ne de akıl yönünden caiz bir fiil değildir.
Nasılsa Seçtiğiniz hareketin cezasını görerek pişman olduğunuza da inanmıyorum benim elimde olsa sizi bir kaleye kapatır ve orada uzun ömürlü olarak yaşamanızı isterdim. Böylece Cumhuriyet yönetiminin bu vatan ve millete sağlayacağı hayırlı hizmetleri ve büyük faydaları görmenizi isterdim.
Sizin olgun İmam sahibi bir Müslüman olduğunuza inanmıyorum. Merhametinizden de eminim. Şu halde bizi affetmek olmaz mı?
Bak Şeyh Efendi ;ben savcıyım.Yetkim yasayla belirlenmiştir ve sınırlıdır. Bir sanığı, bir suçluya affetmek yetkim yok. Size Yalnız şu güvenceyi verebilirim: Mahkemenin adaletine ve yasalara uyacağına inanınız. Yasa ve adalete karşı hiçbir işlem olmaz, bir haksız karar verilmez.
Şeyh sait
Ben adalet istemiyorum. Merhamet atıfet istiyorum.
Adalet uygulanırsa benim halim nice olur ? Beni, sizin buyurduğunuz gibi uzak bir yerde, bir şehirde ikamete memur kılsalardı, olmaz mıydı? Şeyh Sait'in savcılıktaki ilk sorgusu 21 Mayıs günü Savcı Ahmet Süreyya Bey ile askeri yargıç Münir Bey tarafından yapılmıştı.