ilk dönem müslüman türklerin islami terimleri adlandırmasına dair.
Allah lafzı, XV. yüzyıl ve öncesinde yapılan tercümelerde geçmez. Allah lafzı yerine Doğu Türkleri Tenri; Oğuzlar Tanrı kelimesini kullanır. Allah'ın adları çoğunlukla Türkçedir: el-'afuvv "affeden" keçürgen; el-'azim "yüce" ulug; el'aziz "aziz" yiryen; el-ahad "tek" yalguz; el-bari
Sayfa 118Kitabı okudu
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Güzel ve çirkinin modern hoş bir uyarlaması
Geekrella serisindeki en sevdiğim kitap oldu diyebilirim.zaten en sevdigim" güzel ve çirkin" olan masalı olunca dahada çok sevdim diyebilirim.vance aşırı derecede gerçeksi bir karakterdi bence bu şöhret ve zenginlikten dolayi kimseye güvenememesini çok iyi anlatmıştı. Yürüyen şatoya gönderme yapılmasını ise çok beğendim . Spoiler! Vance'in saçı turuncu olduğu yerlerde cidden çok güldüm "benim saçım turuncu" Bilmem ama minik bir dizi yada 3 bolumluk bir film yapılabilir bu seri için bence .puan kırmamın sebebi son bölümü klişe bittmesiydi .
Kitap Kurdu ve Çirkin
Kitap Kurdu ve ÇirkinAshley Poston · Yabancı Yayınları · 2020572 okunma
Reklam
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Kader seni bir yerden alır , başka bir yere götürür" Osmanlı'nın efsane kabadayısı Baltalı Hano'yu duymayan yoktur sanırım .O'nun hikayesini yazarımız Mehmet Işık 'ın kaleminde şekillenmiş haliyle soluk soluğa okuyacağınıza eminim . Mesleğinde kuralları ve sınırları zorlayan biriydi Komiser Muharrem . Kıvrak
Komiser Muharrem Baltalı Hano'nun Peşinde
Komiser Muharrem Baltalı Hano'nun PeşindeMehmet Işık · Yaka Yayınları · 2023245 okunma
— (...) Benim vaziyetime karşı benden naklettikleri söz, kelimesi kelimesine benimdir ama, bugünkü sanığın değil, dünkü Reis Beyin sözüdür. Eğer beni, benim eski anlayış usulümle mahkûm ettireceklerse, ben zaten onun mahkûmuyum, ayrıca hükme değmez; yok eğer, beni bugünkü hâlim içinde gördüklerini iddia ediyorlarsa, ona da taşıdıkları göz yetmez! Mâsum çocuk bana, mahkemede, “Bu dünya dört köşe değildir Reis Bey.” demişti. Ne tecellidir ki, şimdi de Savcı, beni, benim o günkü gözümle, dört köşe bir yavanlık içinde görüyor!
Sayfa 130Kitabı okudu
Yüreğimi bir perisuret yaralamış, ciğerlerimi bir saçı leylî dağlamıştır.Artık irademe kavuşma imkanım yok. Sırrımı dilim saklasa halim anlatıyor.
Savcı umudu kesmişti.Şeyh Sait istediği yanıtları bir türlü vermiyordu . Aralarındaki söyleşi şöyle sürdü: Şeyh Hazretleri ! Ben şahsen, cidden size acıyorum. Size uyan şu zavallı masum insanlara da çok acırım. Onlar Siz büyüklerine uymuşlar. Size gelince ... Siz de yaşlı başlı 10 evlat sahibi bir ihtiyarsınız. Ve şahsen öyle anlıyorum ki işlediğiniz fiil,ne şerhan ne de akıl yönünden caiz bir fiil değildir. Nasılsa Seçtiğiniz hareketin cezasını görerek pişman olduğunuza da inanmıyorum benim elimde olsa sizi bir kaleye kapatır ve orada uzun ömürlü olarak yaşamanızı isterdim. Böylece Cumhuriyet yönetiminin bu vatan ve millete sağlayacağı hayırlı hizmetleri ve büyük faydaları görmenizi isterdim. Sizin olgun İmam sahibi bir Müslüman olduğunuza inanmıyorum. Merhametinizden de eminim. Şu halde bizi affetmek olmaz mı? Bak Şeyh Efendi ;ben savcıyım.Yetkim yasayla belirlenmiştir ve sınırlıdır. Bir sanığı, bir suçluya affetmek yetkim yok. Size Yalnız şu güvenceyi verebilirim: Mahkemenin adaletine ve yasalara uyacağına inanınız. Yasa ve adalete karşı hiçbir işlem olmaz, bir haksız karar verilmez. Şeyh sait Ben adalet istemiyorum. Merhamet atıfet istiyorum. Adalet uygulanırsa benim halim nice olur ? Beni, sizin buyurduğunuz gibi uzak bir yerde, bir şehirde ikamete memur kılsalardı, olmaz mıydı? Şeyh Sait'in savcılıktaki ilk sorgusu 21 Mayıs günü Savcı Ahmet Süreyya Bey ile askeri yargıç Münir Bey tarafından yapılmıştı.
Reklam
496 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.