• Beyinde inflamasyon varsa bu da vücut için bir strestir. Beyinde inflamasyon nasıl oluyordu; kan ve beyin arasındaki bariyer sağlam değilse. Kan-beyin bariyerini korumak bağırsak bariyerini korumak ile aynı şeyi gerektirir: unsuz şekersiz gıdalarla beslenmek.
• Beynin yağlı bir organ olduğunu hatırlayalım. Tüm beyin hücre çeperlerinde omega 3, yüksek DHA varsa bu hücrelerde inflamasyon daha az olur. Zaten iyi yağları tüketmek stres için de depresyon için de önerilir.
• Beyni sakinleştirmek için magnezyum da anlamlıdır.
Normal hücrelerde, oksijen varken enerji üretimi gerçek bir "yanma" olayıdır. Yiyeceklerden gelen enerji oksijenle yakılır. Oksijeni kullanmamak ise yanma değil, bir tür "turşulaşma" yani fermantasyon olayıdır. Sonucunda da laktik asit üretilir. Kanser hücresinin bu şekilde enerji üretmesinin amacı hücrenin bolca enerjiyi şekerden sağlayabilmesidir. Bu enerjiyi kendini çoğaltmak için kullanır. Ayrıca ortamda oksijen olsa bile bunu normal hücrenin yaptığı gibi, yiyecekleri yakma işinde kullanmaz. Çünkü o işin yapıldığı üretim hattını kendine lazım olan başka hammaddeleri üretmek için kullanır. Kendine kendi DNA'sından kopya yapar, kendine protein üretir, kendine hücre zarı üretir. Yani kanser hücresi, sağlam hücreyi kanserleştirince onu kendini çoğaltacak fabrikaya dönüştürür. Zaten böylece büyür ve metastaz yapmaya başlar.
Diş eti kana ması zaten mukozada sorun olduğunu, ağız ve bakteri sınırının sağlam olmadığını gösterir. Diş ve diş eti sağlığının, bütüncül sağ lıkta ilk başlangıç noktası olduğunu genelde ihmal ederiz
Zaman ve deneyim bana iyi yönetim için temelde çok sağlam bir pusulanız
olması gerektiğini olabildiğince esnek olmak gerektiği halde pusuladan asla şaşmamak gerektiğini öğretti.
Yavru fillere uygulanan sistematik eğitimle çaresizlik öğretilir. Bunlar yavruyken ağır metal zemine sağlam zincirle bağlanır. Hayvan her kaçmaya çalıştığında acılar çeker. Çaresizliği öğreninceye kadar bu uygulanır. Siz de sirkte 5 tonluk bir filin kafasına bağlanan ince bir ip ve ucunda minicik bir çomakla yere sabitlendiğinde neden kaçmadığını düşünür durursunuz. Hatta Hintli bir çocuk neredeyse toprağa sembolik olarak bağlar tahta bir çomakla fiili. O asla kaçmaya yeltenmez. Halbuki özgürlüğüyle arasında sadece zihnindeki öğrenilmiş çaresizliktir onu esir eden!
Ayşegül Genç, son dönem Türk Edebiyatının sağlam kalemlerinden birisidir. Kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. Fakat Doğmuşlar kitabında farklı bir usul farklı bir tarz denemiş. Kitabın orta bölümlerine kadar mevzunun ne olduğunu bile tam olarak anlayamıyorsunuz. Kitabın sonlarına doğru bir arayış hikâyesine dönüşüp, biraz daha derli toplu bir hâl alsa da eski kitaplarını değerlendirince onlara nazaran olay örgüsünü beğenmediğimi belirtmeliyim. Yine de kitapta diğer kitaplarda olduğu gibi çokça can alıcı tespitler ve alıntı yapılacak cümleler mevcut. İlk kez Ayşegül Genç okuyacaksanız bu kitaptan başlamamanızı tavsiye ederim. Kuğu Boynu ve Çile Kırgını kitaplarından başlayabilirsiniz. Herkese bol istifadeli okumalar dilerim.
Ama insanlar her şeyi bu dünyada ayiklamaya ve bunu da ellerine yüzlerine bulaştırmaya çok meraklidırlar. Güzel ve çirkin diye, siyah ve beyaz diye... Sağlam ve çürük diye, sağlıklı ve hasta diye. Sadece iyilik ayıklayan bir insan gördünüz mü ? Ben görmedim.
Bazen Şans diye nitelendirdiğimiz şey kaderin sillesi haline gelebilir mi? Ya da kaderin ağlarından kaçabilir miyiz? Bir düzenin içinde miyiz? Nerede asiler?
Bir inci, çok değerli ve pahalı…Kasaba yerlisinin hayatını değiştirme umudunu taşıyor. (Mu?) aslında bu kitapta benim anladığım. Kurtuluşunu bir materyalden değil kendinde ara, her şeyi herkese söyleme! Gizli kal ama yere sağlam bas. Kurtuluş diye nitelendirdiğin kabusun olabilir, her romdan kadınlar ve çocuklar onların suçu ne? Toplum ne kadar aç gözlü ve sahtekar azla yetinmeyi bilmiyoruz diye olanlar bu kitapta ta toplum eleştirisi olarak işlenmiş. Aha! Buldum dediğin şey için hızlı ama mantıklı hareket et. Ya kendi kaderinin kahramanı olmak için neyden vazgeçmen gerekir? Öldürmek şart ama neyi? Kitap derin anlamları var. Hırsına yenilip, elindekilerden de olma. Sakin, sessiz ve mantıklı davranmak zorundasın.
John Steinbeck, tanışmak bir şereftıi. :)
Mine G. Kırıkkanat 'tan ihtihal yaptığı mahkeme kararı ile doğrulanmış bulunuyor.
Buna rağmen 130 yazar Elif Şafak'a destek için imza vermiş. İçerisinde
Zülfü Livaneli gibi çok ünlü isimler de var. Orhan Pamuk da imzalamış, zaten buna asla şaşırmadım. Beni şaşırtan ise
Barış Müstecaplıoğlu oldu. Diğer yazarları tanımıyorum açıkçası. Listeyi de uzun