Artık devlerin büyük heykellerle çarpışması değildi bu. Bu görüntü Homeros'tan çok Milton'ı ve Dante'yi çağırıyordu.
Bu bir canavarca bur kahramanlıktı.
lstırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır
Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır
Gene de ye'se düşme yiğidim; imtihandır
Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır
Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı
Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.
Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor
Bin yüzlü Ebrehe'ler, kara filler geliyor
Şimdi
Victor Hugo, okumaya 'Bir İdam Mahkûmun Son Günü' adlı eserini okuyarak başlamıştım. Doğrusunu söylemek gerekirse kitabı okuyup bitirdikten sonra pek bir şey anlamamıştım ve kitaptan kendime katacak bir şey bulamamıştım. Sefiller'i okumaya başlarken de aklımda yine aynı şeyleri yaşayacağım korkusu vardı. Kitabı okumaya başladığım
Kuvvetsizliğini anlıyor, pek ağır bir yükün altında göğsü sıkışıyordu. Bu darlığı ne zaman duysa, Sefiller'den "Foşlövan Baba" nın yüklü arabası altına giren Jean Valjean'ı düşünürdü. İzini kaybettirdikten sonra belediye reisi olup herkesin saygısını kazanan eski kürek mahkumu, yüklü arabanın altından bir ihtiyarı kurtarmak için her şeyi feda edince, pişmanlık duymamış mıdır? Jean Valjean büyük adamdı. Her büyük adam gibi kuvvetliydi. "Pişmanlık duymamıştır. Duyduysa bile bu yılgın duyguyu yenmeyi bilmiştir. Çünkü Jean Valjean, Victor Hugo'dan başkası değil ki..."
Nurullah Genç
Uyan Artık Yiğidim
Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır
Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır
Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır
Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır
Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı
Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az
12 Kasım 1903
Bu sabah gidip Sadrazamla görüştüm. Dişleri ağrıyordu. Maneviyatı pek kırıktı. Etrafındaki entrikaları ve kendisine karşı yapılan rediane hareketleri anlattı.Çeşitli vilayetlerde halkı ve hatta hükümeti soyan sefil valiler vardır. Sadrazam bunların azledilmelerini ve yerlerine namuslu kimselerin tayin edilmelerini teklif ediyor fakat bir türlü Padişah'ın iradesini alamıyor.
Sadriazam bana şunları da söyledi: "Herhangi bir sefil baldırı çıplak uşak veya Saray kadınlarından biri valiyi koruyarak hükümetin menfaatine aykırı harekette bulunduğumu söylüyor. Padişah da benim sözümden
ziyade onların sözlerine inanıyor. Padişah en saçma, maddeten imkânsız olan şeylere bile inanır, sualime karşı hiç bir cevap alamam. Borçların birleştirildiği sırada kararı süratle alınması için Padişah'ın bütün yakınları tarafından tazyik edildim. Mabeynciler, katipler ve Saray ileri gelenleri paralarını bu işe yatırmışlar. Uzun müddet bekleyemiyorlardı. Nihayet işleri sonuna eriştirdim. Artik Zat-I Şâhane geri dönemezdi.
İradenin yayınlanması birkaç saatlik bir işti. O vakit bütün bu sefiller Zat -I Şahâneye menfî raporlar gönderdiler. Bir taraftan masûl olmamak, öte yandan da bahşiş almadıkları fikrini ortaya atnak istiyorlardı."
Herkes'in kitap okumakta bir amacı mutlaka vardır, benim düşünceme göre en gerekli ve en okunması gereken kitaplar bunlardır. Elbette ki 'Sefiller'i, 'Yüzyıllık Yalnızlık'ı da zevkle okurum, ancak hiçbiri benim milli ve fikri değerlerime bu kitaplar kadar katkı sağlamamıştır. Bu sebeple bana göre Türk gençliğinin en başta okuması lazım gelen kitaplardan birisi de budur. Eğer gerçekten Türk milletinin yeniden cihangir bir millet olmasını istiyorsak bu çok elzemdir.
* Kitabımızın ana teması Türkçülüğün ve Türk milletinin asrın gerektirdiği medeniyet çizgisine ulaşabilmesi için sosyolojik filolojik iktisadi gibi konularda nasıl bir yol izlemesi gerektiği olarak karşımıza çıkıyor. Ben bizzat yazarın fikir dünyasına hayran kaldım. Fikirleri tamamen anlaşılır uygulanabilir ve gerçekten çok faydalı fikirlerdi ve zaten anlaşılıyor ki Cumhuriyet döneminde kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birçok konuda anlaşmış ve fikir alışverişi yapmışlardır. Tarihteki atalarımız ile ilgili de çok dikkat çekici ve konuları pekiştirici örneklerle doluydu. Onların sosyal yaşantıları, inanç sistemleri, ahlâk ve aile yapıları hakkında bilgiler verilmişti. Dilimizin şu anki durumu, buna sebep olan şeyler ve problemleri nasıl aşabileceğimiz konusunda çok güzel bilgiler ve öneriler vardı. Bazı kelimelerin anlamlarına alttan bakmak okuma hızını azaltsa da kitabın değerini hiç de azaltmıyor.
Türk edebiyat tarihinin ilklerin biri olan, çok bilinen fakat az okunan bir kitapla karşınızdayım.
* Bu dönem (Osmanlı sonu ve Cumhuriyet başı) edebiyatını çok beğenen birisi olarak uzun zaman önce almış olduğum seriyi bitirmiş oldum.
* Kitabımız bir aşk hikayesi içerisinde aslında Osmanlı döneminde kadınlara yönelik baskıcı tutumun en somut halini dile getiriyor. Tam 7 sene boyunca kapının önüne dahi çıkmamış 15 yaşında bir genç kız olan Fitnat, evinin cumbasından görerek aşık olduğu ve Fitnata ulaşabilmek için kadın kılığına girmek zorunda kalan Talat... Ve elbette bu hikayelerin olmazsa olmazı, Fitnat'ı ondan habersiz 45 yaşındaki Ali Bey'le nikahlayan öz babası olmayan, onu gezmeye dahi çıkarmayan Hacı Mustafa.. Ancak hikayemiz içerisinde ilginç bir gizem taşıyor. Onu da okuyacak olanların nazarına bırakıyorum. Bunun dışında da ikinci bir aşk hikayesi olarak Talat'ın anne ve babasının evlilik hikayesini okumuş oluyoruz.
* Hikayemiz çok klişe olsa da o dönemin cümle tarzını ben çok beğeniyorum. Kitabın ilk romanlarımızdan olması sebebiyle diğerlerinin Şemseddin beyden esinlendiğini düşünüyorum. Kitaptaki bir eksiklik de dönemin sosyolojik yapısını aktarması ile birlikte biraz da memleketin genel siyasi durumuna da deĝinse hiç fena olmazdı. 'Sefiller'i okurken fakirlik ve sefaletle birlikte Waterloo savaşını ayrıntılarıyla okuyoruz. Savaş ve Barış'ı okurken savaşın dışında bir çok ilişkiyi de okuyoruz. Ancak bizim romanlarımız malesef tek bir konuya odaklanıyorlar. Bu da genel anlamda o dönemin eksiklerinden sanırım. Üç İstanbul romanı azıcık da olsa bunlardan farklıydı.
Yıllar geçtikçe bu ruh yavaşça ama tehlikeli bir şekilde ruhsuzlaşmış, duygusuz yürek gözyaşlarını kurutmuştu. Cezaevinde kaldığı on dokuz yıl boyunca tek bir damla gözyaşı bile dökmemişti.
Okuduktan sonra yıllardır ertelediğim için pişman olup tekrar okuduğumda aynı heyecanı yaşayamayacağımı aklıma getiren bir kitap Sefiller. Kitabı okurken sık sık Suç ve Ceza kitabı ile bağlantısını düşünüyordum ki Dostoyevski'nin Victor Hugo'ya öykündüğünü öğrendim. Yazarın ölürken vasiyet olarak yoksul tabutu istemesini de cenazesine 2 milyon kişinin katılması da kitabın etkisini ortaya koymaktadır.
Spoiler!
Jean Valjean kitabımızın ana karakteri. Sık sık vicdanı ile baş başa kalan karakterimiz bir ekmek hırsızlığı sonucu mahkum edilince bir psikopos tarafından korunur. Psikoposun gümüş şamdanlarını çalıp kaçmaya devam eden Jean Valjean bir kasabaya Madeleine ismiyle belediye başkanı bile olur. Fabrikasında çalışan Fantine isimli kadını polis Javert'ten kurtardıktan sonra kadının ölmesi sonucu kızı Cossette'i kendi himayesine alıp Thénardierler'den de kurtarır. Genç kıza babası gibi davranan Jean Valjean kızın Marius ile evlenmesi için yine fedakarlıklarda bulunur. Son ana kadar iyi biri olmak için hayatını ortaya koyan Jean Valjean sonunda psikoposun öğretisini yerine getirmiş biri olarak hayata veda eder.
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,4bin okunma
Bu kitab'a Savaş ve Barış kitabını okuduktan başladım. İstemeden karşılaştırarak okudum, bazı yerleri gerçekçi gelmedi. Bazı yerlerde çok akıcı, ama bazen sıkıldım(özellikle de Fransız hükümeti, devrimi ya da bir şehrin tarihi ile ilgili kısımlar). Yine de kitabı beğendim, klassik adını sonuna kadar kazanıyor. Yazar ara sıra kendi mizahını, muhteşem felsefi ve hayati fikirlerini karakterlerin diline getiriyor. Yüce bir rahibin mütevazi hayatı ve onun küçük maceralarından tutmuş, ilk sefilimiz, daha doğrusu, yalnızca ilk başlarda sefil olan baş karakter Jean Valjean'in ortaya çıkışı ve yücelik diyeceğim yere kadar ulaşmasını gülerek, ağlayarak, acıyarak okuyacaksınız.
Sonda, yazar Jean Valjean'i, olağanüstü bir şekilde kaleme almış, gözlerim dolarak okudum. Tasvir etmeye çalışmayacağım, yapamam da, sözlerim o muhteşem parçanın değerini düşürür. Söylediğim gibi, önceler yazarı kınasamda kitabı bitirdikden sonra elini öpesim geldi. Bazı şeyleri bilmek için yaşamak gerekir diye düşünüyorum, yazar da bunun hakkını vermiş.
Okumaya değecek iyi bir kitap. İyi okumalar dilerim.
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,4bin okunma