Haldun Taner bir kitabında soruyor: "Saadet bu ömrün neresinde?" sonra bir başka kitabında yanıtlıyor sorusunu: "İnsan önemli dostlarım. Her şeyden önce insan." Evvela temiz bir vicdanımız olacak sevgili okur. Temiz, kullanılmamış, vicdanlı insanlarla bir aile, temiz vicdanlı bir ülke, temiz vicdanlı bir dünya... Saadet bu
Her nasibin vaktine esir olduğu gerçeğini bu kıymetli eseri okuduğum zaman dilimi içerisinde daha iyi anladım . Ne zamandır okumayı ertelediğim kitabı aslında tam ihtiyacım olan zamanda okumuşum. Öyle ki son sayfayı okuduktan sonra zihnimin ve kalbimin nasibi olan tesirli cümlelerle buluşmanın dinginliğini hem zihnen hem de ruhen hissettim. Zaten Gökhan Özcan okumak biraz da böyledir.
Gökhan Özcan yani gönül adamı, metinleri bir gelin böceğinin doğalığı ve zerafetini yansıtır düzeydedir. Kendisini okumak çoğu zaman hüzün yükünü omuzlamak gibi hissettirir ve bu durumu şu alıntıyla özetler: “ Çünkü insanın kalbi vardır. Aynı kalbin içinde insan olmanın hüznü ve sevinci vardır.”
Bu eseri içerisinde yer alan yazılarında da insanın idrak noktasını sorgulatıyor ve idrakin başladığı yerde insanın içinde saklı olan nice alemler olduğunu hissettiren bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu kitap sonuna kadar. Günlük yaşantımızda olan sıradan olan şeylerin aslında o kadar sıradan değil de bir mânâ derinliğinde bütünleşmiş vaziyette olduğunu özgün bakış açısıyla dile getiriyor. Yazarın özgün yanından doğan cümleleri sindirerek okuyup özümsediğimiz noktada özümsenenlerden nasiplenebilmek yaşantımıza dahil edebilmek en büyük kazanç olacaktır.
Okuyacak olanlara istifade ve idrak dolu keyifli okumalar dilerim.
Epsilon yayınlarından çıkmış 152 sayfalık eser 5 bölümden oluşmaktadır. Richard Bach tarafından 1970 yılında yayınlanmış olan kitapta 4. Bölüm hikâyenin güzelliğini bozduğu için yayınlanmamış, ta ki 2014 yılına kadar. Kitaptaki son söz kısmı bunu açıklamaya ayrılmış. Eser,yer yer masalsı öğeler taşıyan öyküleyici anlatım biçimiyle fabl türünde
Patrick Modiano, “Mahallede Kaybolma Diye” adlı romanında; "Bu kitabı, ondan bir işaret alma umuduyla yazmıştı. Kitap yazmak, aynı zamanda, izini kaybettiği insanlara deniz feneri ya da mors alfabesiyle işaretler yollamaktı" diyerek özetler yazarların kaybettikleri insanlara ulaşabilmek adına içlerinde yeşertmiş oldukları sonsuz umutlarını. “Düşünceler Sözlüğü III-IV” bu amaç doğrultusunda yazılmış olan bir deneme kitabı! Hedefine ulaşıp ulaşamayacağını sadece zaman gösterecek...
Küçük bir tekne denizde, suların üzerinde gidip gitmediğini belli etmeden kendini gösteriyordu. Belki bir tek ben farkediyorum onun varlığını. Kimilerine göre bir hiç de olabilir onun deniz üzerine kondurulmuşluğu. Şu anda bir resim çizmek istesem, denizi çizerdim belki de. Rengi biraz yeşile çalan denizi. O tabloyu siz de çizebildiniz mi şimdi?