... (1926) İsviçre Medeni Kanunu kabul edilerek o zamana kadar kullanılan İslâmî kanunlar bırakılmıştır. İsviçre Medeni Kanunu'nun topyekün kabul edilmesi aslında rejim değişikliği kadar önemli bir hareketti. Çünkü bu kanun yalnız şeriatin (Mecelle dâhil) yerini almakla kalmıyor, Türk toplumunu Batı medeniyeti ve kültüründen esinlenilmiş bir kanunla idare etmek gayesini de güdüyordu. Fakat bir kanunla toplumu değiştirmenin mümkün olmadığı zamanla anlaşılacaktı. Bütün İslâm dünyası bu hareketi yadırgarken Avrupa, İsviçre Medeni Kanunu'nun kabulünü Türkiye'nin modernleşme isteğinin en açık göstergesi olarak görmüştür. Medeni Kanun'u, diğer kanunların kabulü takip etmiştir. Bu kanunların kabulünü merkezlerine haber veren Batılı misyonerler, Türkiye'nin artık İslâmiyet'ten uzaklaşacağı ve belki de bir gün din değiştireceği ümidini raporlarında zikretmişlerdir.