Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Daha doğru dürüst muharebeye bile girmemiş 9. Tümeni'nde ise savaşmak istemeyen eratın varlığı sır olmaktan çıkmıştır. Prens soğuk suyla kafasını yıkarken düşünmektedir; "Oysa çok kolay bir kuşatma olacaktı. Türkler Polimenakoš'un kolordusuyla oyalanırken biz onları iki ateş arasına alacak, ne olduğunu anlayana kadar yok edecektik. Şimdi? Şimdi tam bir kabus!.."
İlk Yunan tümeninin İzmir'e çıkmasından dört gün sonra, ünü Ça­nakkale Savaşları sırasında parlamış olan Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkar.
Reklam
İKTİSAT-KÖYCÜLÜK / MEMLEKETÇİLİK-SOSYAL ADALET Atsız Türk düşünce hayatına 15 Mayıs 1931 tarihinde çıkmaya başlayan Atsız Mecmua ile girer. Bu dergide çıkan Boz Kurt imzalı ilk yazılarında Anadolu'ya, "memleket"e, köye ve köylüye ağırlık verdiği görülür. "Bir kuş bakışı" başlıklı ilk yazıda bulunan şu cümleler dikkat
ATSIZ'DA AHLAK AHLAKÇILIK: Atsız'ın önem verdiği konulardan biri de ahlaktır. O, ahlaklı olmayı Türkçülüğün şartlarından biri kabul eder. Atsız'ın ahlakla ilgili ilk yazısı Atsız Mecmua'nın 15 Haziran 1932 tarihli 14. sayısında çıkar: "Millî Seciye Buhranı". Yazının konusu, Türk toplumunda "müşterek ve mazbut
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN 31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Mustafa Kemal Pașa 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayis 1919'da Samsun'a çıkar.
Cermenler ve Türkler
Almanlar, Türklerle hemen hemen aynı çağlarda dinleri­ni değiştirdiler. Şamanist Türkler 9. yüzyılda Müslüman, Arap ve Acemler tarafından İslamiyet’e geçirilirken, aynı dönemde Katolik Latinler de Pagan ve Barbar Almanları Hıristiyanlığa sokmaya başlamışlardı. Başlangıçta her iki topluluk da bu büyük ve köklü uygarlıklara ‘yedek’ savunma gücü sağlamak amacıyla bu dinlere alınmışlardı. Ama yaklaşık iki yüzyıl sonra bu toplu­luklar, eski Şamanist Türkler ve eski Pagan Almanlar yeni dinle­rini yaymak için en çok dövüşen topluluklar oldular. Cermen-Alman kabileleri girdikleri yeni dini savunmak ve yaymak amacıyla önce 1.Haçlı Seferi’ne kitlesel olarak katıldılar. Sonraki yedi Haçlı Seferimde de Cermen kabileleri çoğunluğu oluşturdular. Cermenlerin Müslüman Türkler ve Araplarla ilk karşılaşmaları işte bu savaşlar sırasında oldu. Haçlılar ve özel­likle de Töton Şövalyeleri’nin soylarından gelen bazı Alman soyluları Müslüman düşmanlarından çok etkilendiler. Arapçada bulunan, fakat Almancada olmayan bazı kavramları benimsediler. Bunlardan biri de ‘Vehm’ (Vehmetmek, zan altına olmak, suçlu olduğundan kuşkulanmak)di. Ve Almanlar Hıristiyanlığa geçiş­lerinden sonraki ilk gizli örgütlerini bu adla, ‘Kutsal Vehm’ adıyla kurdular.
Sayfa 165 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.